PROJE OKULLARI TUTTU

Son yıllarda eğitimde sessiz bir devrim yapıldı. Zorunlu eğitim on iki yıla çıkarken, imam hatip okullarının da önü açıldı. Tek tipleştirici- kesintisiz sekiz yıllık ilkokuldan vazgeçildi, imam hatip okullarının orta kısımlarını açabilmek için 4+4+4 şeklinde kademeli sistem getirildi, böylece imam hatip okullarının orta kısımları açıldı. İmam hatiplerin orta kısımlarının açılmasıyla kalmadı, bu okulların bir kısmı hafızlığa da yol vermek için yabancı dil ağırlıklı proje okullarına dönüştürüldü. Hemen her ilçede, hatta kasabalarda bile bugün hafız yetiştiren proje okulları var. Çocuklarımız yıl kaybı yapmadan, ara vermeden hem ortaokulu okuyor hem de hafız oluyor. Benim gördüğüm kadarıyla proje okullarına devam eden öğrencilerin en az yarısı belgeli tam hafız olabiliyor. Ayrıca bütün okullarda Kur'an ve Siyer dersleri seçmeli olarak okutuluyor. Neredeyse bütün okullarımızda imam hatip okullarının havası var, müfredatı var. Ellili yıllardan önce Kur'an okumanın yasak olduğu bu ülkede bu gelişmeler aslında sessiz bir devrimdir. Hükümetimize ne kadar teşekkür etsek azdır.

Geçen gün bir hafızlık töreninde bir il müftümüz "bana hafız lazım değil, Kur'an'ı yaşayan, Kur'an ahlakıyla bezenen insan lazım” demiş, kastını aşan bir söz söylemiş. Bu söz bir bakımdan doğru olsa da, hafızlık töreninde söylenecek söz değil. Hafız bir çocuk, bir gün olur okuduğu, hıfzettiği Kur'an'ın ağırlığını, mesuliyetini hisseder, Kuranın lafzıyla beraber ahlakını da edinir. Bu kadar iletişim araçlarının yaygın olduğu günümüzde hafız olmak kolay bir mesele değil. Beyindeki o Kur'an, gün gelir kalbi de ihata eder, hafız insan o nur ile hayata bakar, o nurun ışığıyla yolunu bulur.

Evet, Kur'an'ı yaşayan hafızın anne- babasına ve yakınlarına şefaat edeceğine inanıyoruz. Okuduğu ve hıfzettiği Kur'an hafıza şefaat edecek, hafız da anne- babasına şefaat edecek. Peygamber Efendimiz (sav), "Ümmetimin şereflileri Kur'an'ı taşıyanlardır” buyurur. Hafızlık çok büyük nasiptir ve her faniye nasip olmaz. Hafız, anne -babası olmak da büyük nasip ve büyük şeref. Her anne -babanın çocuğu hafız olmaz.

Aişe Validemize Hazreti Peygamberin ahlakını sorarlar. Aişe Validemiz de, "Siz Kur'an okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur'an'dı” der. Evet, Kur'an sadece ölülere okunsun diye değil, dirilerce yaşansın diye inmiştir. O Kur'an ve onu getiren Peygamber ki, çölde yetişen insanlardan dünyanın bir daha görmediği ve görmeyeceği yıldız bir nesil inşa etmiştir. Kur'an ahlakı yaşansa kurtla kuzu birlikte yürür. Bugün sık sık cinayet haberleri duyuyorsak, her gün dağılan ailelere şahit oluyorsak, hapishaneler ağzına kadar dolu ise, can ve mal emniyetimiz sıkıntılıysa, sebebi, Kur'an ahlakından uzak kalmamızdır.

Evet, devletimiz ve hükümetimiz görevini yapmıştır, eğitimde alt yapıyı hazırlamış, yolları açmış ve din eğitimini kolaylaştırmıştır. Artık bundan böyle biz velilere ve öğretmenlere görev düşmektedir. Memur mantığıyla, dersleri doldurma mantığıyla öğretmenlik yaparsak görevimizi yapmış olmayız. Bugünün öğrencisi farklı, baskıyı ve dayatmayı kabul etmez, "eti senin kemiği benim” dönemi geçmiştir. Öğretmen öğrenciyle arkadaş olmalı, anne- baba şefkatiyle yaklaşmalı, öğrencinin her türlü problemini çözmelidir. Kur'an ve Siyer derslerini sıkıcı olmaktan çıkarmalı, bu dersler sevdirilmelidir. Velilerimiz de dini eğitim noktasında duyarsız olmamalı, öğrencilerin Kur'an ve Siyer derslerini seçmeleri için teşvik etmelidir. Ak Parti hükümetleri giderse bu okulların önü tekrar kapanır diyen, bu korkuyla çocuğunu bu okullarda okutmak istemeyen velileri duyuyoruz. Rızkı veren Allah'tır, bu korku niye?

Cumhurbaşkanı imam hatipli olan bir ülkede maalesef imam hatip okullarının eğitim içinde oranı yüzde on beşleri bulmuyor, arzu ettiğimiz ilgiyi görmüyor. Bu okullar kenar semtlerde açılmakta, birçok veli evine uzak olduğu için çocuğunu bu okullara göndermemektedir. Hatta bu okuldan mezun birçok anne- baba bile çocuğunu bu okullarda okutmamaktadır. Bu okullar, zeka düzeyi düşük öğrencilerle dolmakta, bu okullar en son tercihe bırakılmaktadır.

Efendiler, imam hatip okullarını tekrar ayağa kaldırmalıyız. Bu okullarda okuyan, bu okulların havasını soluyan öğrencilerden terörist, vatan ve din düşmanı çıkmaz, bu okulların öğrencileri uyuşturucuya müptela olmaz. Bu okulların temelinde Tayyip Okiç'lerin, Hacı Üveyiszade Mustafa Kurucu Efendilerin duası var. Bu okulların temelinde Merhum Adnan Menderes'lerin, Tevfik İleri'lerin, Necmettin Erbakan'ların harcı ve emeği var. Bu okullar altı asır Osmanlıyı ayakta tutan medreselerin devamıdır, yani modern medreselerdir. Allah'ın bize lutfettiği bu okulları kendi ellerimizle kapatmayalım, aksi halde vebali büyüktür. Sayın Cumhurbaşkanımız bu okullar için yanıp tutuşmaktadır, bu okulların önünün açılması için her türlü riski almış, hayatını ortaya koymuştur. Bu okulların kapanması demek, FETÖ zihniyetinin hortlaması demektir. Her muhafazakar alenin bir çocuğu bu okulda okumalıdır.


Yazarın Diğer Yazıları