Temayül Yoklamasının Ardından

Cumartesi günü Selçuklu Kongre Salonunda AK Parti milletvekili aday adaylarının temayül yoklamaları, bir çeşit ön seçimleri vardı. İl ve ilçelerdeki bütün teşkilat mensupları, belediye meclis üyeleri, il ve ilçe yönetimleri, köy veya mahalle temsilcilerine varıncaya kadar herkes büyük bir katılım gösterdi ve seçimler gerçekleşti. Burada izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.

Evet, Ak Parti, parti içi demokrasi adına, teşkilat mensuplarına değer verme adına her genel seçim arifesinde bir temayül yoklaması yapıyor. Demokratik tavır adına güzel bir usül. En azından milletvekili aday adayları burada kendilerini tanıtma fırsatı buluyorlar, özgüven kazanıyorlar, partiye olan bağlılıklarını, samimiyetlerini gösteriyorlar. Nasıl insanlar dokuz kez hacca gitmek için yazılır, kayıt yaptırır, bir türlü kuradan adı çıkmaz da onuncu defada çıkarsa, aynı şekilde aday adaylığında ısrarcı olan kardeşlerimiz bir gün adaylığa namzet görülür. Sabırlı olmak, usanmamak, üzülmemek ve küsmemek gerekir.

Kongre salonu sanki bir düğün-bayram yeri gibiydi. Tanıtım broşürleri, kartvizitler, gazeteler havalarda uçuşuyordu. Görevli gençler ellerimize resimli kâğıtları tutuşturuyor, "şu ismi seç, bizim adayımızı da değerlendir” diyorlardı. Teşkilat mensupları aday adaylarıyla sohbet imkânı buluyorlar, yakından tanımak istiyorlardı.

Aday adayları arasında inşat işçisinden profesöre, küçük esnaftan holding patronuna, küçük memurdan bürokrasinin en yükseğinde oturanlara, lise çıkışlı olandan üç dört fakülte bitirenlere kadar her kademeden insan vardı. Yine yirmili yaşlarda genç aday adayları göze çarpıyordu. Bu çeşitlilik AK Partinin dinamizmini gösteriyor. Şuna inandım ki, Ak Partili olmak artık bir kimlik olmuş. Herkes Ak Partinin bir mensubu olmaktan şeref duyuyor. Özellikle Sayın Tayyip Erdoğan hayranlığı, lider bağlılığı AK Partiyi diğer partilerden ayırıyor. Benim korkum; Sayın Erdoğan bu partinin başından giderse bu sadakat devam edecek mi? Bugünden ikinci, üçüncü adamları yetiştirmeli, özellikle gençliğe önem vermelidir Ak Parti.

Seçilme yaşının on sekize inmesinden cesaret alan gençler, bugün milletvekili olmak için adeta yarışıyorlar, bu özgüveni kendilerinde buluyorlar. Toplumun en az yüzde kırkını oluşturan gençler parlamentoda niçin olmasın. Elbette onların da söyleyecekleri var, onların da hayalleri, ümitleri var. Gençler kendi yaşlarında milletvekillerini görecekler ki onlara özenecekler, biz de bu devleti yönetebiliriz diye özgüven kazanacaklar.

Evet, temayül yoklaması iyi bir usul ancak büyük bir israfın yaşandığı da bir gerçek. Çuval çuval broşürler, resimli kâğıtlar, kartvizitler çöpe atıldı. Kâğıttan ayak basacak yer yoktu. Aday adayları birer kartvizitle yetinseydi, kat kat broşürler çöpe atılmasaydı diyorum. O broşürlerden birçoğunun hayat hikâyelerini, başarılarını okudum. Ak Partide siyaset yapanların veya yapacakların ne kadar birikimli olduklarını gördüm. Gönül ister ki, her aday adayı adil bir şekilde seçilsin, vekil adayı olarak seçilmeseler bile başka makamlarda bu insanlar değerlendirilsin. Çünkü aday adayı olmak bile büyük cesarettir, sadakat ve vefa göstergesidir. Bu insanlar milletvekili aday adayı olarak partiye bağlılıklarını ortaya koyuyorlar ve siyaset yoluyla bu millete hizmet etmenin arzusunu taşıyorlar. Bu insanlara ancak saygı duyulur.

Sonuç olarak, Ak Parti zengin bir insan kaynağına sahip, aday adaylarının çokluğu ve kalitesi bize bunu gösteriyor. İllerde elemeyi geçip de Ankara'da adaylığı onaylananlar, elenenlerden daha üstün niteliklere sahipler anlamına gelmez. Belki adaylığa yükselenler kendilerini daha iyi tanıtmışlardır, her seçimde aday adayı olarak sabırlı ve ısrarcı olmuşlardır, daha çok güven vermişlerdir. Milletvekili adayları çeşitli mesleklerden seçilmeli, parlamentoda herkes farklı dallarda uzman olmalı ki, daha nitelikli bir Meclis profili ortaya çıksın, daha isabetli kanunlar yapılsın. Halkın ihtiyaçları-talepleri parlamentoya taşınsın, istişare heyeti daha isabetli kararlar versin. Şahsen temayül yoklamasında böyle bir ümide kapıldım, yeni TBMM daha nitelikli olacak dedim. İnşallah yeni TBMM, Hükümete-Yürütmeye ayak bağı değil, önayak olacak.

Yazarın Diğer Yazıları