İki Hastalığımız: İnkar Ve İsraf

Son yıllarda insanlığı tehdit eden iki hastalık var: İnkar ve israf. Yaratanı inkar, dini inkar, peygamberi inkar, gözle görünmeyeni ve elle tutulmayanı inkar, bilimsel olmayanı inkar, aklın almadığını inkar, geçmişi inkar, nimeti inkar, vb. birçok inkar çeşitleriyle karşı karşıyayız. İnsanlığın var oluşundan beri bu inkar çeşitlerinin hepsi var. Çünkü insanda benlik var, kibir -gurur var, ilahlık iddiası var, heva ve heves var, şeytanın dürtüsü var, nefsin hakimiyeti var. Bunların dışında aynı insanda bunlara fren olarak selim akıl var, tefekkür, tezekkür ve teşekkür var, irada gücü var, bir büyük güce, ilahi kudrete sığınma ve inanma ihtiyacı var. Bu ihtiyacını karşılayamayan, hakikati göremeyen, görmezden gelenler bugün bunalım içinde, çıkmaz ve boşluk içinde. İşte toplum içinde sesleri en çok çıkanlar bunlar, ortalığı velveleye verenler, israf içinde olanlar bunlar, isyan edenler ve terör estirenler bunlar.

Evet, Kur'an-ı Kerim'de "kafir” kavramı hem yaratanı inkar anlamına gelir, hem de nimeti inkar eden anlamında kullanılır. Nimeti inkar edenlere, şükürsüz ve vefasızlara Türkçemizde "nankör” denir. Nankör, Farsça kökenli "ekmeksiz” anlamında, küfran-ı nimet eden demektir. Günümüzde bu anlamda nimeti inkar edenler, kanaatsızlar ve şükürsüzler çoğaldı. Bu insanlar kendilerini kafir olarak görmezler ama Allah'ın verdiği nimetleri inkar ederler, iyilikleri görmezden gelirler, bulduklarına kanaat etmezler, büyük bir israfın ve inkarın içindedirler. Başlarına küçük bir sıkıntı gelince feryat ederler, maaşlarını veren işverenlerine ihanet ederler, hükumete kafa tutarlar, "bu sıkıntılarda bizim de payımız, israfçı tutumumuz, yanlışımız, günahımız, suçumuz var” demezler.

Evet, Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette mealen, "Size bir musibet- bela isabet ederse bu kendi nefsinizden, kendi kazandığınız günah yüzündendir. Size bir iyilik gelirse o da Allah'tan ve onun lütfundandır” buyrulur. Başımıza gelen kıtlıklar, yokluklar, afetler, seller, depremler, yangınlar, yıkımlar, hepsi birer imtihandır, çoğunun sebebi de, bizim yanlışlarımız, şükürsüzlüğümüz, aç gözlülüğümüz ve inkarımızdır. Zira ayet-i kerimede, "And olsun ki, şükrederseniz nimetimi artırırım, inkar ederseniz ve nankör olursanız, size elim bir azap vardır” buyrulur. Şükür nimetleri artırır, nimetin devamını sağlar, birçok sıkıntı ve üzüntüden bizi korur. Nankörlük ise iki yakamızı bir araya getirmez, bereketimizi ve huzurumuzu yok eder.

Atalar, "kurt bulanık havayı sever” derler. Son günlerde bazı fırsatçılar, açgözlüler, nankörler ortaya çıktı, belli gıda maddelerinin fiyatlarını sun'i bir şekilde şişirdiler ve faturayı da yöneticilere çıkardılar. Feraset sahibi halk da bu nankörlüğü gördü ve hükumetin yanında yer aldı. Düne kadar rahat içinde yaşayanlar, bir eli balda bir eli yağda olanlar, ucuz ucuz alıp yiyenler bu gün ne oldu da isyan ediyorlar! Neymiş efendim memlekette üretim durmuş, çiftçi bitmiş,, birkaç kalem gıda maddesinde fiyatlar yükselmiş, kuyruklar oluşmuş (!)Evet, bir algı operasyonuyla birkaç kalem meyve ve sebze fiyatıyla oynadılar. Hükumet de karşı atağa geçerek tanzim satış mağazaları açtı, aracıları kaldırdı, çiftçiden alıp direk halka satan satış çadırları kurdu. Başarıl da oldu, fiyatlar çekti. Hükumetin bugün aldığı tedbirler de bugünü kurtaran palyatif tedbirler. İnsaflı, merhametli, kanaatkar, şükür sahibi insanı, tüccarı yetiştiremeyince bu fırsatçılar hep olacaktır. Bugünden eğitim sistemine el atmalı, şükür ve insaf sahibi tüccarı yetiştirmeliyiz. İsrafı önlemeli, stokçulara fırsat vermemeliyiz. Kur'an'ın yüzlerce ayetinde, "Allah israf edenleri sevmez, kibirlenenleri ve övünenleri sevmez, aşırı gidenleri sevmez, nankörleri ve nimeti inkar edenleri sevmez”. "Allah şükredenleri, tefekkür edenleri, iyilik yapanları, cömert olanları, infak edenleri sever” buyrulur.

İşte çocuklarımıza bugünden şükretmeyi, kanaat etmeyi, sabrı öğretmeliyiz. Eğitim hayatı boyunca paylaşmayı, insan sevgisini anlatmalıyız. Şeyh Edebali'nin, "insanı yaşat ki devlet yaşasın” sözü bu anlama gelir. Önce ahlaklı, faziletli, erdemli nesilleri yetiştirebilirsek, bütün bu israflar ve inkarlar olmayacaktır, kurtla kuzu birlikte yürüyecektir.


Yazarın Diğer Yazıları