ATOMLARIMIZ 2

"Vücudu çok yağlı-tatlı şeylerle besleme, o ölüp toprak olacak, sen ruhunu besle ki o, arşa çıkacak”

Ruhumuzun gıdası sevdiklerimizdir. Sevdiklerimizle canlı kalırız, göçüp gittikten sonra bile... Ölüm hayata son verir, sevgiye değil. Parfüm sürmüş bir arkadaşınıza sarıldığınızda sizin üzerinizdeki kıyafetlere onun kokusunun bulaştığını görürsünüz. Arkadaşlıklarınız, ünsiyet kurduğunuz dostlarınız da böyledir. Kimi çok seviyor, beraber olmaktan zevk alıyorsanız; onun hâliyle hallenirsiniz.

Adamın biri ormanda giderken bir boğa yılanının ayıyı boğmakta olduğunu görür ayı can havliyle bağırmaktadır. Elindeki kılıçla yılanı öldürüp, ayıyı kurtarır. Ayı büyük bir minnettarlıkla adama dost olmak ister. Nereye gitse onu takip eder, başında bekçilik yapar, kapısında koruyuculuk eder. Adamla ayının dostluğunu gören çevre halkı adamı uyarır. "Yahu ayıdan dost olmaz. Kendine zarar verirsin, yapma” deseler de adam "Tabi, beni kıskanıyorlar, kimin böyle bir dostu var” diye içinden geçirir ve dostluğuna devam eder. Bir gün adam tarlasına gider, yoruluncaya kadar çalışır, sonra biraz dinleneyim diye ağaç altında uyur. Tabii ayı da yanında bekçidir. Derken adamın kafasına bir sinek konar, ama sinek kovdukça gelip tekrar konmaktadır. Ayı sineği öldürmekten başka çaresi olmadığını düşünür; kocaman bir taşı alır, sineğin üzerine atar. Sinek ölmüştür, tabi adam da beraber. Çevresinin uyarılarına önyargısıyla "beni kıskanıyorlar” deyip kulak tıkayan adam, yanlış dostun bedelini canıyla ödemiştir. Bazen birini çok seversiniz, onunla vaktin nasıl geçtiğini bilmezsiniz. O yüzden onun her yaptığı doğru gibi gelmeye başlar. O size " Ya bir dene” der.; sigaranın tadına bakarsınız ya da daha kötüsü içkinin, uyuşturucunun. "Bak, harika bir oyun, sen de bir oynasan çok seveceksin” der, en kıymetli zamanlarını ve paranı heba eder, gidersin.

Bazen insanlar iyi niyetle de kötülük yapabilirler. Tıpkı, dostunu sinekten korumak isteyen ayı gibi. Sevdiklerimiz; bizim karakterimize tesir eden vitaminlerdir. Severken, birbirimizi yok etmeden, akıntıya kapılıp gitmeden; yanlışları değil doğruları besleyerek büyütmeliyiz birbirimizi.

"Yüreklerinizi birbirine bağlayın ama biri ötekinin saklayıcısı olmasın hep yan yana olun, ama birbirinize fazla sokulmayın. Çünkü; camileri taşıyan sütunlar da birbirinden ayrıdır. Çünkü bir selvi ile meşe birbirinin gölgesinde yetişmez.” diyor Cibran.

Sevdiklerimizin güzel yönleriyle beslenirken; zaaflarından ve zararlarından da korunmalıyız. İmam-ı Azam hazretleri arkadaşlarıyla bir yere giderken uzun boynuzlu bir öküze denk gelir. İmam-ı Azam, öküzün önünden geçmez arkasından dolanır. Bunun üzerine "Hocam, korktunuz mu?” diye sorarlar. Îmam; Hayır , onun boynuzları varsa benim de aklım var, cevabını verir.

İyiyi ve güzeli sevmeli ama iyi ve güzel sevmeli...


Yazarın Diğer Yazıları