‘’Düşmanına benzediğin zaman savaşmanın anlamı kalmaz…’’ der Aliya İzzetbegoviç…
Son günlerde hızla değişen gündeme ayak uydurmakta zorlanıyoruz. Başbakanın görevinden müsaade almasını, yeni bir başbakan ve haliyle genel başkanın belirlenecek olması durumlarını çok alakasız ve farklı yerlere çekenlerle yaklaşık bir haftadır mücadele veriyoruz.
Seçim dönemleri sahada olmayıp evinde oturan, partiye üyeliği olmadığı halde MKYK üyesiymiş gibi sosyal medyadan ayar veren ve algı yönettiğini zanneden, tek derdi fitne çıkartıp, araları bozmak olan, oy verdiğine dahi çok inanmadığımız şeref yoksunlarına geçit vermeyelim.
AK Parti ; dava hareketidir. Bu dava bu ülkeye hizmet etmeyi, bu ülkenin değerlerini yükseltmeyi kendine vazife bilir.
AK Parti’yi Recep Tayyip Erdoğan kurdu. Kurucusu olduğu partiyle ilgili tavsiyelerde bulunması ve istikamet göstermesi son derece tabiidir.
Erdoğan’ın kuruculuğunu yaptığı Yeni Türkiye’de tek bir damar vardır o da Reis damarıdır. Yeni Türkiye kavramı da Reis’e aittir.
Erdoğan’a rest çekmek isteyenler sadece AK Partilileri değil Reis’i 14 senedir bu devletin başında tutan devlet aklını da karşısına alır.
‘’Refah gelecek, zulüm bitecek…’’ gerçeğiyle büyüyen bir neslin evlatlarıyız. Gerçekten de ‘’Zulüm 1453’de başladı…’’ diyenlere inat refah geldi zulüm bitti elhamdülillah.
Şimdi asıl marifet, yük altında ve hizmet esnasında sadık ve sağlam kalabilmektir.
Bir gerçeği atlamak istemiyorum : Ahmet Davutoğlu’na en büyük zararı verenler bazı danışmanları oldu. Danışmanlar kendilerini MKYK üyesi veya milletvekiliymiş gibi başta yöneticilere ve sonrasında halka lanse etmeye başladı. Şimdi ise o danışmanlar tek tek odalarını boşaltıyor.
Konumuza dönecek olursak, AK Parti kadrolarında liyakat esastır. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, hayatın her alanında adalete ve merhamete, ekmek kadar su kadar ihtiyacımız var.
Böyle bir dönemde kimin başbakan olmasından daha önemli tartışılması gereken bir konu var ise o da Başkanlık Sistemi’ni en hızlı şekilde nasıl getirebiliriz olmalıdır.
Ayda en az bir veya iki defa bu köşeden ‘’Erdoğan millettir, millet Erdoğan’’ , ‘’Erdoğan Başkan, Başkan Erdoğan’’ diye sesimizi daha uzaklara duyurmaya çalıştık.
Şu noktadan sonra kimin genel başkan olduğunun da başbakan olduğunun da önemi yoktur.
Başkanlık sistemi hayırlı olsun. Nasıl geçilir ? Nasıl uygulanır? Gibi soruların cevapları televizyonda yedi farklı günde onlarca programda tartışılıyor. Ben detaya girmek istemiyorum.
Cesaretin en faziletlisi hakkı ve hakikati söylemektir.
Cumhurbaşkanımızın Baş Danışmanlarından Mustafa Akış’ın medyada da geniş yankı bulan ve her daim haklı bulduğumuz ve yanında olduğumuz anlamlı tespitini sizlerle paylaşmak istiyorum :
‘’Türkiye = RTE = AK Parti ; ister sağdan oku, ister soldan oku. Şu an durum bu…’’
Vesselam !
