Avrupa Birliği, NATO Ve D8

Yıl 1995. Rahmetli Necmettin Erbakan'ın başında bulunduğu Refah Partisi kimsenin hatta belki kendisinin bile beklemediği ve bu sebeple dış güçlerin de hazırlıksız yakalandığı bir oy oranıyla (%21) seçimlerden birinci parti olarak çıkıyordu. Tansu Çiller'in başında bulunan Doğru Yol Partisi ise %19 oy oranı ve küsuratıyla Mesut Yılmaz'ın başında bulunduğu Anavatan Partisi'den sonra üçüncü sıradaydı. Erbakan Hoca, Tansu Çiller ile bir hükümet kurdu. Başbakanlık dönüşümlü olacaktı. İlk başbakanlığı Erbakan Hoca üstlendi. Ve Hoca çalışmaya başlar.

Şahsi kanaatimize göre Refahyol Hükümeti'nin en mühim hizmetlerinden biri olan D8, hükümetin devrilmesinin de asıl sebebidir.

D8, gelişmekte olan 8 İslam ülkesinin bir araya gelerek oluşturduğu birliğin adıdır. Kuruculuğunu Türkiye'nin yaptığı bu birliğin diğer üyeleri İran, Nijerya, Mısır, Malezya, Endonezya, Pakistan ve Bangladeş'tir. Bu 8 ülkenin nüfusunun 1 milyara yakın olduğunu düşünecek olursak Batı'nın endişesini haklı görmemek mümkün değildir. Teknoloji, ağır sanayi, enerji üreten 1 milyarlık bir nüfusun geriye kalan diğer 1 milyarlık İslam dünyasını da peşine takıp birleştiğinde Batı'nın korkulu rüyası olmaması için hiç bir sebep yoktur. Bu düşüncede olan Batı'nın İslam dünyasını daha rahat sömürebilmesi ve yönetebilmesi için engel teşkil eden bu birliğin kurucusunu devirmeyi istemesi, planlar yapması kadar tabii bir durum görünmemektedir. Zira Batı için yılanın başı (!) küçükken ezilmelidir. Ezildi de. 28 Şubat sürecinde birileri Batı'nın değirmenine ne de güzel su taşıdı ve sonrasında o değirmende öğütülen hayatları ne de güzel kaldırıp attı. Kader sonradan 28 Şubat'ta Erbakan'ı devirenlere "Meğerse Erbakan büyük vatansevermiş” dedirtti ama "ba'de harab'ül Basra”.

Bugün D8, "Rusya ile olası bir savaşta Türkiye'nin yanında yer alamayız!” diyen ve geçtiğimiz günlerdeki tatbikatta Türkiye'yi hedefe koyan NATO'ya; Türkiye'yi birliğine almamak için ipe un seren, "Birliğe girmek için önce bayrağınızdaki hilali çıkarın!” diyen ve her türlü terör örgütüne destek veren Avrupa'ya ve onun Hristiyan birliğine en ciddi, en sağlam alternatif olarak karşımızda durmaktadır. Obama'nın yardımcısı Joe Biden Türkiye'ye geldiğinde gazetecilerle yaptığı toplantıda Amerikalı üst düzey bir yetkili, bazı Avrupa ülkelerinin kapalı kapılar ardında Amerika'ya "Türkiye'yi NATO'dan atsanıza!” diye teklif götürdüklerini söylemişti. Yetkili ise "Tabii ki kabul etmedik.” diyerek ihsan buyurmuşlar. Peki Amerika dostumuz mu? PYD'ye verdikleri silahlarla helikopterlerimiz düşürülüyor, canlarımız şehit oluyor. ABD ile aramızda soğuk savaş yaşanmakta. Hâsılı AB ve ABD gibi "dostlarımız” varken bize düşmana gerek var mı?

D8'in ateşi sönmemiş, sadece küllenmiştir. İslam birliğinin nüvesini teşkil edecek olan bu kurumun harlanabilmesi için bir "püf” demek yeterlidir. Uluslararası ilişkiler bireysel ilişkilere benzer: Kaçan kovalanır. Biz AB dedikçe onlar umursamıyor, biz NATO dedikçe onlar ilgilenmiyor. Ancak alternatiflerini ortaya konulduğu takdirde karşımıza Türkiye'yi kaybetmek istemeyecek bir AB ve NATO çıkacaktır. Bunun için her sene dışişleri bakanları yahut bürokratlar düzeyinde toplanan bir D8 yerine en üst seviyede toplanan ve ciddi anlaşmaların imzalandığı bir D8 toplamak yeterlidir.

Devletler de insanlar gibi yaşar ve yaşamak için çeteler oluştururlar. AB, NATO gibi kurumlar Batılı devletlerin çeteleridir. Bu çete savaşlarında Sovyetler Birliği'nin ardından dağılmak için sıra bekleyen AB'nin sonu karanlık görünüyor. NATO ise asla güvenilemeyecek bir kaypaklar çetesidir. D8, bir an evvel ayağa kaldırılmalıdır. Biz dizlerimizin üstüne çökertilmeden. Selam ve dua ile...


Yazarın Diğer Yazıları