Bir İnsan Olarak Abdülhamit -1-

Sultan II. Abdülhamit Han deyince aklımıza hemen onun Filistin politikası, Avrupalı devletlerle masa başında yaptığı politika harbi yahut yine Avrupa'nın sömürgeci devletlerine karşı uyguladığı petrol siyaseti gelir. Nerede bir Abdülhamit konuşması yapılsa bunlardan biri anlatılır. Ortada bir efsane Abdülhamit varken bir de insan olan Abdülhamit var. Gülen, eğlenen, zaafları olan, seven, nefret eden, korkan bir insan... İsterseniz bugün size Sultan II. Abdülhamit'in hayatını nasıl geçirdiğini, sevdiklerini ve sevmediklerini, korkularını, zaaflarını yani Abdülhamit'in insani yanını anlatalım.

Sultan Abdülhamit 21 Eylül 1842 yılında Sultan Abdülmecit'in 43 çocuğundan biri olarak dünyaya gelir. Osmanlı tarihinde bir ilk olarak Sultan Abdülmecit'in 4 çocuğu da padişah olacaktır: V. Murat, II. Abdülhamit, Mehmet Reşat, Vahdettin. Osmanlı'nın son "hükümdar”ı Sultan Abdülhamit'in annesi Osmanlı'nın son dönemindeki padişahların pek çoğunun annesi gibi Çerkezdir: Tir-i Müjgan Kadınefendi.

Sultan Abdülhamit'in tahta çıkması zor görünüyordu. Zira tahtta amcası Sultan Abdülaziz vardı. Ondan sonra ise Ekber ve Erşet sistemine göre önünde ağabeyi V. Murat vardı. Bundan dolayı bütün tufeyli taifesi padişah olacak olan V. Murat'ın etrafında pervane oluyor, kendini belli etmeyen, münzevi bir hayat yaşan ve padişah olma ihtimali şu an için bulunmayan Şehzade Abdülhamit'e mesafeli duruyorlardı. Şehzade Abdülhamit de rahatsız edilmediği bu durumu iyi değerlendirecek ve Maslak'taki çiftliğinde Avrupa'dan getirttiği cins koyunları, tavukları üretip satacak, üstübeç (boyacılıkta kullanılan bir çeşit kimyasal madde) madenleri işletecek, borsa oynayacak ve 100 bin altınlık kelimenin tam anlamıyla bir servet biriktirecekti. 100 bin altın gözünüze küçük gelmesin. Bütün şehzadelerin borç batağında kıvrandığı dönemde biriktirilen bu meblağ tahta geçince cülus bahşişini kendi cebinden verecek kadar yüksektir.

Bütün padişahların bir profesyonel bir hobisi/mesleği olduğu gibi Sultan Abdülhamit'in de bir hobisi/mesleği vardı: marangozluk. Alman Karl Jansen'dan öğrendiği marangozlukta o derece ileri gitti ki padişah olmasaydı sadece bu ustalığı ve sanatkârlığı ile çok zengin olabilirdi denilir. Tabi Yıldız Sarayı'ndaki bu sanat eserlerinin bir kısmı 31 Mart darbesinin ardından ya tahrip edilecek yahut yağmalanacaktır. Bu arada Saray'da sadece ahşap ürünler üretilmiyor, Saray'ın yanına kurulan fabrikada harikulade çiniler de üretiliyordu. Tam bir sanatkâr üslubuyla üretilen bu ürünler ya kullanır yahut yakınlık kurmak istenilen Avrupalı hükümdarlara hediye olarak gönderilirdi.

Sultan Abdülhamit hiç şüphesiz evhamlıydı. Geceleri karanlık yer kalmayacak şekilde bütün bahçe aydınlatılır, kahvesi gözünün önünde pişirilir, sigarası da yine gözünün önünde sarılırdı. Saray'ın hangi odasında yatacağını kimse bilmez, hangi odada yatacağını yatmadan az önce söyler ve sonrasında odasını kilitleyip anahtarını yanına alırdı. Zehirlenme endişesiyle yemeklerini bazen kilercibaşına, bazen de kedi-köpeklere tattırırdı. Dilekçeler yahut jurnaller dezenfekte edildikten sonra Sultan'a sunulurdu. Babası Sultan Abdülmecit'in "Kuruntulu oğlum!” dediği Sultan Abdülhamit'in bu kadar evhamlı olması çok da haksız sayılmaz haddizatında. Zira o dönemde yaşayan İran şahı, Avusturya kayzerleri, Portekiz, Hollanda, İtalya, Yunanistan, Sırbistan kralları, Fransa cumhurbaşkanları, ABD başkanları, Rus çarları ve çariçeleri suikastla ya öldürülmüş yahut şanslı olanlar ölümden kıl payı kurtulmuşlardı. Sözgelimi ABD tarihinde öldürülen 4 başkanın 3'ü Sultan Abdülhamit dönemindedir. Şehzadeliğinde ve tahta geçişinin ilk 2 yılında gezen, eğlenen, sosyal bir kişilik olan Abdülhamit sonrasında işte bu sebepten dolayı kendisini 31 yıl boyunca Yıldız Sarayı'na kapatmıştır.

Yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz.


Yazarın Diğer Yazıları