Selçuklu Belediyesi

Köşe yazarlarının işi ancak eleştirmektir gibi bir algı var. Hâlbuki bizim vazifemiz yanlışları söylemek olduğu kadar doğruları da söylemektir. Yanlışlıklar, çirkinlikler tenkit edildiği gibi doğrular da, güzellikler de takdir edilmeli ki hizmetler devam etsin. İbn-i Sina'nın meşhur sözüdür: "Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir.” Bizim insanımız yanlışları eleştirmeyi çok iyi bilir ama bu işteki başarısını ve azmini takdir etmekte, teşekkür etmekte pek sergilemez. Tenkitte cömert, takdirde pintidir. Hâlbuki doğruya giden en kestirme yol teşekkürden geçer.

Diğer belediyelerimizin de muhakkak güzel çalışmaları var. Lakin Selçuklu'da yaşamam hasebiyle Selçuklu Belediyesinin çalışmalarına yakinen tanık olmaktayım. Ve bunlar beni, ailemi ve yakın çevremi ziyadesiyle memnun etmekte. Mesela okullara kurdukları kütüphaneler fevkalade bir çalışma örneği. Belediyenin bu hizmeti sayesinde bizim de dâhil olduğumuz hem öğretmen hem de öğrenci camiası bu hizmetten fevkalade memnun. Son eserimizi yazarken belediyenin kurduğu bu kütüphaneden çok istifade ettim. Bu kütüphanelerin ne işe yaradığını şöyle örneklendireyim: Tek bir öğrencim 5 ayda 85 tane kitap okumuş bu kütüphane sayesinde. Varın gerisini siz düşünün. Bunu sağlamak başlı başına bir hizmettir. Ancak kitap sayısının artırılması talebimizdir.

Geçtiğimiz günlerde kapımızda yatıp kalkan, kimseye zararı olmayan ancak sağlık sorunları yaşayan bir sokak köpeğimiz vardı. Selçuklu Belediyesine telefon açtım ve "Kimseye zararı yok ancak sağlık sorunları var. Lütfen alıp ilgilenir misiniz?” dedim. 1-2 saate kalmadan gelip hayvanı aldılar. Basit bir örnek ama taleplerin alınması ve ivedilikle sonuçlandırılması adına halkı ve işlerini nasıl ciddiye aldıklarına somut bir numune teşkil etmekte.

Yine Selçuklu belediyesinin her yere spor salonları açıp çok düşük bir ücretle hizmet sunması takdire şayan. Temiz, nezih, sağlıklı bir ortam ve çok düşük bir ücret mukabilinde… Ödenen ücretin karşılığı olmayacak bir kalite var ortamlarda. Belli ki amaç hizmet, para kazanmak değil. Ancak 15 yaşından küçüklerin salonlara alınmaması azim hatadır. 15 yaşından sonra dünya çapında sporcu yetişmez, yetiştirilemez. 10, belki daha küçük yaşta başlatmalısınız ki 15'ine, 20'sine geldiğinde olimpiyat şampiyonu olabilsin. Bu 15 yaş sınırı muhakkak gözden geçirilmelidir.

Geçtiğimiz günlerde belediye sevgili oğlumu ve diğer ilkokul çocuklarımızı 2 günlüğüne fotoğrafçılık kursuna çağırdı. 2 gün boyunca hiçbir ücret almadan ilkokul çocuklarına fotoğrafçılık kursu verdi. Sonrasında bir gün akşama kadar çocuklarımızı gezdirip ellerine verdikleri fotoğraf makinalarıyla fotoğraf çekmelerini sağladılar ve sonrasında da bu fotoğraflarla bir sergi açıp ödül töreni düzenlediler. Ben de fotoğrafçılıkla ilgilenen birisi olarak bu çalışma çok hoşuma gitti. Ne kadar güzel bir düşünce ve çalışma. Programdaki anne-babaların mutlulukları ve gururları yüzlerine yansıyordu. Bu gururu ve mutluluğu insanlarımıza yaşattığınız için sizleri tebrik ederim.

Selçuklu Belediyesinin etrafımda müşahede ettiğim bunun gibi hizmetleri dikkatimi çekiyor ve bizim gibi bütün Selçuklu'da yaşayanları mutlu ediyor. Selçuklu Belediyesi göstermekte ki belediyecilik demek sadece asfalt dökmek, çöp toplamak değilmiş. Bizim milletimiz yanlışları eleştirmeyi pekiyi bilir de, teşekkür etmeyi pek bilmez demiştik ya teşekkürler Selçuklu Belediyesi, teşekkürler Başkan Uğur İbrahim Altay, teşekkürler tüm bu hizmetlerde emeği geçen belediye çalışanları. Teşekkürler.

Yazarın Diğer Yazıları