''Gezi Parkı Olayları'' ile gündemin üst sırasına
tırmansa da uzun süredir konuşuluyordu aslında.
Yeni nesil , bu günün gençliği .
Bir zamanlar 'Özal Gençliği' kavramı vardı.
Onlarda uzun süre tahlile tabii tutuldular.
Şu an onlar orta kuşak oldular.
Gündemde yeni nesil , yeni isimleriyle ''Y Gençlik'' var.
Farklılar , özgürlüklerine düşkünler , özgünler ,
özel olduklarını düşünüyorlar.
Ahmet Davutoğlu Bakanımızdan dinlediğim ve
başarılı kişilerde olması gereken
3 temel özelliğe genelde sahipler.
Özgüvenleri tam.
Zihni arka planları dolu.
Sosyal networkleri güçlü.
''Özal Gençliği'' olan anne babalarının büyük payı var.
''Kuzu'' olarak yetiştirmiyor onları ebeveynleri.
Dolayısıyla büyüyünce ''koyun'' olmuyorlar.
''Gezi Parkı Olayları'' nda tam anlamıyla kendilerini gösterdiler.
Demokrasi anlayışını birkaç kademe yukarı taşıdılar.
Onların ağaç , yeşil , gezi , ifade hürriyeti , kendini ifade gibi,
Haklı taleplerini birileri istismar etmeye çalıştı.
Ama onlar buna müsaade etmediler.
Hem o tarafa , hem bu tarafa diyecekleri vardı , dediler.
Mutlak kazanmak isteyen her iki tarafa da aslında çok güzel
Şeyler öğrettiler, mesajlar verdiler.
Hayatın her zaman kazanmaktan ibaret olmadığını
Mücadele eden iki tarafın bulundukları yerden ferağat ederek
orta yerde buluşmasının erdemine işaret ettiler.
Onlar bizim neslimiz.
Yeniler , farklılar , daha özgür bir dünyaya gözlerini açtılar.
Bediüzzaman Said Nursi'nin ifadesiyle ''Biz acele ettik kışta geldik
Siz cennet asa bir baharda geleceksiniz'' sözlerine muhataplar.
Gençlik çok önemli dostlar.
Peygamber İslam'ın en büyük ordusunun komutasını 19 yaşında, asaleti,
Hanedanı olmayan bir gence (Üsame b. Zeyd) teslim etti.
Defalarca kuşatılan İstanbul'u 21 yaşında bir genç ve ordusu fethetti.
Burada ümmete büyük dersler var.
Başbakan bunu çok önceden gördü.
Kadrosunda çok genç isimlere yer verdi.
Siz Ali Babacan'ın hatasını gördünüz mü ?
Seçme ve seçilme yaşını sürekli aşağıya çekti.
Gençliği önemseyin , onlara değer verin.
''Y Gençliği'' bangır bangır geliyor.
Ve bize şu hakikati anlamak ve yaşamak düşüyor.
Ya önlerinden hızlıca yürüyeceğiz.
Ya da çekileceğiz.
Bunların hiç şakası yok.
Önlerinden gidemeyen kim olursa olsun
Tarihin arşivine süpürüyorlar.
