Orta Asya, Ortadoğu, Anadolu ve Balkanlar'da kutlanan mevsimlik bayramlardan biri Hıdırellez. Aslında Ruz-ı Hızır yani Hızır günü olarak adlandırılan Hıdırellez , dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas'ın yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülüp kutlanır.
Osmanlı Devleti'nde Miladi Takvime göre 6 Mayıs Rumi Takvime göre 23 Nisan halk arasında yaz mevsiminin başlangıç tarihi sayılmaktaydı. Nitekim eski takvimde yıl ikiye ayrılmış olup 6 Mayıs'dan 8 Kasım kadar süren 186 gün "Hızır günleri” adıyla yaz mevsimini, 23 Nisan'a kadar devam eden 179 gün de "Kasım günleri” adıyla kış mevsimini oluşturuyordu. Hıdrellez de kışın sona erip yazın başladığı gün olarak kutlanmakta.
2023 yılı Hıdırellez Bayramı 5 - 6 Mayıs günleri arasında kutlanıyor olacak.
HIZIR KAVRAMI NEREDEN GELİYOR?
İslâm dünyasının her tarafında kutlanmadığı gibi kutlandığı yerlerde de adı, tarihi ve yapılan merasimler aynı değil elbette.
Hıdırellez akla ilk Hızır kavramını getiriyor. Hızır'ın abıhayatı içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda insanlar arasında dolanarak bolluk ve sağlık dağıtan ve darda kalıp başı sıkışanlara yardım eden bir ermiş veya peygamber olduğuna inanılıyor. Hüviyeti tam olarak bilinmese de halk arasında ve İslam mitolojisinde bir Hızır geleneği var. Hızır'ın bir isim değil, bir lakap olduğu genel olarak kabul gören bir düşünce.
Halkın Hızır hakkında kanaat ve inanışı onun ölümsüz olduğu ve baharda tabiatın uyanmasını sağladığı yönünde. Anadolu'dan başka Kafkasya, Trakya, Kırım, Azerbaycan ve Suriye'nin birçok yerinde makamları var; bu da onun İslam âleminin hemen hemen her yerinde varlığına inanılan ancak belirli bir hüviyete bürünmemiş bir sembolden ibaret olduğuna delalet ediyor.
Halk arasında Hızır şifa, sağlık, uğur getirdiği tabiattaki diriliş, uyanış ve canlılığın insana yansıması şeklinde ortaya çıkıyor. İslamiyet öncesi "Gök Sakallı, Ak Sakallı Kocalar" gibi medet umulan, yardım istenen, akıl danışılan, kılavuzluk etmesi beklenen, barış, mutluluk, sağlık, refah getirdiğine inanılan bir kurtarıcı güç olarak düşünülüyor.
HIDIRELLEZ RİTÜELLERİ
Böylesine eski ve değişik bir geçmişe sahip olan Hıdırellez her kültürde farklı şekillerde kutlanıyor. Hızır günü arefesinde yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağzı açık bırakılır. Ev, bağ, bahçe isteyenler herhangi bir yere istediklerinin küçük bir modelini yaparak; altın ve benzeri ziynet eşyası isteyenler ağaç yapraklarını kollarına veya boyunlarına takarak isteklerine kavuşacaklarına inanır. Beyaz elbiselerle yeşillik alanlara gidip çiçekler toplanır. O çiçekler kaynatılıp içilir. Baharın ilk kuzusu kesilir ve eti yenerek şifaya erişilir. Örneğin bazı yerlerde hastalıklar, ağrılar için şifa olduğuna inanılan Hızır Sopası geleneği vardır. Bu sopa ağrı-sızı olan yerlere vurulursa ağrıların geçeceğine inanılır.
Belki de en değişik geleneklerden ya da törenlerden biri ise Hıdrellezde baht açma törenleri. Oldukça yaygın olan bu törende talih ve kısmet açtırmak isteyen genç kız ve kadınlardan yüzük, küpe gibi eşyalarını çömleğe atmaları istenir ve çömleğin üzerine su eklenerek ağzı kapatılıyor. Kapalı çömlek bir gece boyunca bir gül ağacının dibinde bekletiliyor. Ertesi günü bir araya toplanan kadınlar, çömleği ortaya koyarak maniler eşliğinde eşyaları çıkarmaya başlıyorlar. Bu törene İstanbul ve çevresinde "baht açma”, Denizli ve çevresinde "bahtiyar”, Yörük ve Türkmenlerde "mantıfar”, Balıkesir ve çevresinde "dağara yüzük atma”, Edirne ve çevresinde "niyet çıkarma”, Erzurum'da "mani çekme” adı veriliyor.
En yaygın olanları ise 5 Mayıs akşam ezanı vakti gül ağacında dilek dileme zamanı. Gül dallarına paralar asılıyor ya da açık cüzdan bırakılıyor. Dilekler bir kağıda yazılıp asılabileceği gibi şekil olarak da gül ağacının altına çiziliyor.
Anadolu'da ise Hıdırellez akşamında evdeki her kişi için yedi fasulye ya da yedi nohut ekiliyor. Kişilerin başına gelebilecek kötülüklerin ekilen bu fasülye ya da nohutlar gelmesi dileniyor.