KUR’AN’I GÜZEL OKUMA YARIŞMASI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Ramazanın başlamasıyla birlikte TRT- 1 de; "Kur'an'ı Güzel okuma Yarışması” da başlıyor. Bu uygulama birkaç yıldır devam ediyor. Yurdumuzun değişik yörelerinden, genç hafızlarımız, Kur'an bülbüllerimiz, gönülleri fethediyor.

İnsan bu güzellik karşısında eğer Kur'an'a aşinalığı yoksa, hafızlık gibi bir nimetten mahrum kalmışsa, Rabbimizin kelamından bîhaberse, çocuklarına yüce kitabımızın lezzetini tattırmamışsa, bizi kurtuluşa, selamete götüren o sapasağlam ipe yapışmamışsa… "eyvah ben neden bundan uzak kalmışım, niçin bu lezzeti tatmamışım?...” diye hayıflanıyor. "Keşke” pişmanlıklarına giriyor.

Hakikaten Ramazan ayı gelince televizyon kanallarının çoğu, hem iftarda, hem de sahur vaktinde evlerimize konuk olarak ruhumuzu inşirah ediyor. Gönül arzu ediyor ki her zaman 12 ay böyle olsun.

Tv kanallarını konuşacak değilim. Benim burada amacım Kur'an'ı Güzel Okuma Yarışması. Ülkemde; Kur'an'a, Ezana, milli ve manevi değerlere saygı ve hürmet had safhadadır. Allah, devletimize ve milletimize zeval vermesin. Bu yarışma programlarını görünce duygulanmamak, gözyaşlarımıza hakim olmak mümkün değil.

Hemen aklıma; babalarımızın, dedelerimizin Kur'an okumak için gösterdikleri gayret ve bu gayretin karşılığında Kur'an okumayı engelleyen bir zihniyet geliyor. Dinledikçe, duydukça tüylerim diken diken oluyor. Benim ülkemde, beni; Kur'an, cami, ezan, din düşmanı… bir zihniyetin yönetmesi ağırıma gidiyor. Öyle bir zaman yaşanmış ki Türkiye'de resmen dinsizlik ikame edilmeye çalışılmış. Bunda muvaffak da olmuşlar! Yıllarca yokuşlarda susatmışlar bu milleti.

Hani bir söz var ya; "yiğit düştüğü yerden kalkar” denir. Aynı şekilde, düştüğü yerden, kalkmış, bu dine kör bakan zihniyete bu asil millet seçimlerde prim vermemiş ve vermeyecektir. Bundan sonra benim dinimle, imanımla, ezanımla, tesettürümle, saç ve sakalımla, İslamî anlayışımla uğraşmayacak bizden olan Müslüman ve imanlı yöneticilere ülke yönetimini teslim etmiştir.

Kur'an'ı Güzel Okuma Yarışmaları, Ezanı Güzel Okuma Yarışmaları, tarihi değerlerimizin korunması, milli kültürümüzün ihya edilmesi, dünyaya adalet ve şefkat götüren atalarımızın yolunda giderek barışın hakim olmasının yolu; inançlı, azimli, kararlı ve samimi kadrolardan geçmektedir.

Gönlüne Kur'an neşesini yerleştirmiş, hayatını Kur'an'la düzene koymuş, bütün işlemlerini Kur'an istikametinde yapan toplumların yıkılması mümkün değildir.

Şu hususu asla unutmayalım; Yeryüzünde her insanın huzur içinde, barış ortamında, savaştan, anarşi ve terörden azade bir şekilde yaşamanın yolu; Kur'anî hayattan ve İslam'dan geçer. Bunu uygulamayan millet ve ülkeler hak ile yeksan olur, huzuru bulamaz, dünyayı ateş çemberine sokar.

"Yeryüzüne inananlar hakim olacaktır” buyurur rabbimiz.

 

 

 

 

 

 

Kur'an'a Uyacaksın!

 

Sevginin bu dünyada yeşermesi mümkündür,

Bunun için her daim, Kur'an'a uyacaksın,

Kâinatın barışı başarması mümkündür.

Bunun için her daim, Kur'an'a uyacaksın!

 

Tüm cihanı Allah'ım çeşit çeşit yaratmış,

Renkleriyle boyamış, sanatıyla donatmış,

Kıta kıta ülkeler, meziyetler var etmiş,

Bunun için her daim, Kur'an'a uyacaksın!

 

Aslımız bir damla su, bir avuç kara toprak,

Zor gelir mi hiç cana, bu âlemde yer yapmak,

Gönülleri fethetmek, şefkat ile yar yapmak?

Bunun için her daim, Kur'an'a uyacaksın!

 

Hak yolunu bulanlar, ele bende değildir,

Rahmana kul olanlar, kula bende değildir,

Deryalara dalanlar, sele bende değildir,

Bunun için her daim, Kur'an'a uyacaksın! (22 NİSAN 2022)


Yazarın Diğer Yazıları