HAK’TAN GELEN ŞERBETİ İÇTİK ELHAMDÜLİLLAH!

" Beri gel, daha beri, daha beri
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır-gür, bu kavga nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte
Ne diye bu direnme böyle?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek
Ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?
Zengin yoksulu hor görür, ne diye?
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikisi de
Peki kutlu ne, kutsuz ne?

Dünyada nice diller var, nice diller
Ama hepsinde de anlam bir
Sen kapları, testileri hele bir kır
Sular nasıl bir yol tutar gider
Hele birliğe ulaş, kavgayı, hır-gürü bırak
Can nasıl koşar, bunu canlara iletir.”

Mevlana'nın bu sözünü, İranlı şair Ebu Said Ebu'l Hayr şöyle dile getirir:


" Gel ne olursan ol, gel
İster tanrı tanımaz, ister ateşe tapar,
İster bin kez tövbeni bozmuş ol
Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil,
Gel ne olursan ol, gel ”

İki insan, birisi Allah'ı inkâr eden, kıyamete, öldükten sonraki hayata inanmayan, diğeri, inançlı, mütevekkil, her şeyin Allah'tan geldiğini bilen ve O'na teslim olan birisi.

Her ikisinin de, etrafını hurmalarla donatmış, aralarına ekin ekmiş! Bahçelerin her ikisi de hiç bir ürünü eksik bırakmamış, hepsini ekmiş ve dikmişler. İki bahçesinin arasından bir, ırmak akıyor! Suyun olduğu yerde hayat olmaz mı? Ürünler bol oluyor, kan eksen can bitiyor!

Bahçe sahiplerinden inancı olmayan;

-"Ben, servet bakımından senden daha zenginim. Üstelik insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm! Her gün bu böbürlenmeyi, bu övünmeyi sürdürüyordu! Hiç bir gün, bu bahçeyi, bu bahçedeki ürünleri Allah'ın verdiğini aklına getirmiyor, O'na şükretmiyordu! Üstelik;

  1. bahçe, benim el emeğimle, gece gündüz çalışmamla bu hale geldi. Asla harap olacağını, yok olacağını sanmam! Kimse buna güç yetiremez! Bunların yok olacağını sanmadığım gibi, kıyametin kopacağını, öldükten sonra dirilmeyi de sanmıyorum. Şayet Allah'ın huzuruna götürülürsem, orada bunun daha iyisini bulurum” diyordu.

Diğer inançlı arkadaşı;

-"Sen, seni topraktan, sonra spermden yaratan, daha sonra adam biçimine sokan Allah'ı inkâr etmektesin! Halbuki O Allah, benim Rabbimdir. Ben Rabbime hiç bir şeyi ortak koşmam. Keşke bahçene girdiğin zaman;

-"Maşallah! Güç yalnız Allah'ındır” deseydin. Eğer malca ve evlatça beni kendinden küçük görüyorsun! Ben de, Rabbimin, senin bahçenden daha iyi koruyacağını, bu ürünleri verenin O olduğunu, isterse bir gecede hepsini yerle bir edeceğini biliyorum. Allah, senin bahçene gökten afetler indirir de, bahçe, boş, kaygan, kuru bir tarla haline gelir. Yahut bahçenin suyu dibe çekilir de, bir daha onu arayamaz ve bulamazsın.” Dedi.

İnançsız adam bir gün bahçesine girdi. O da ne, o güzelim bahçe, harap olmuş! Bütün, sebzeler, meyveler, ürünler gazel olmuş, sanki kış gelmiş, adeta yangın yerine dönmüş, talan gelmiş! Çırpınmaya, dövünmeye, ağlamaya başladı!

-"Ahhh! Keşke ben de Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmamış olsaydım!” diye hayıflanıyordu. Ama iş işten geçmişti! (26 MAYIS 2022)

 


Yazarın Diğer Yazıları