TOPAL VEYİS (VEYSEL) ÇOCUK KİTABIM YAYINLANDI

     Konya'mızın Akviran köyünde (Akören İlçesinde)  1887 yılında doğan Veyis (Veysel) amcamız, adını aldığım babamın babası Ömer dedemin kardeşidir. Değerli kardeşlerim, tabii ki İslam'ı yaşamadıktan sonra Peygamber çocuğu da olsan bir önemi yoktur. Bu ana ilkeyi belirttikten sonra  kısaca soyumuzun nereden geldiğini de belirtmek isterim. Babam Seyyid Mehmet Hoca Efendidir. Seyyid; Soyu Peygamberimiz Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)' den gelenlere verilen isimdir.  Soyumuz Seyyid Harun Veli'nin babasına, oradan da İmam Musâ el-Kâzım'a, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'e, dayanmakta dır. Ayrıca Seyyid Harun Veli'nin annesi tarafından da Yemenli  asıl adı Üveys olan Veysel Karaniye  dayanmaktadır.  Onun içindir ki amcamıza Veyis (Veysel) ismi verilmiştir. 

     Anadolu'nun Müslümanlaşmasında, Horasan erlerinin çok büyük katkıları olmuştur. Seyyid Harun Velî  hazretleri de aldığı bir manevi emirle, 13. yüzyılın sonlarına doğru Horasan Bölgesi emirliğini bırakarak yakınlarından oluşan  yaklaşık 40 (kırk) kişilik kafile ile Seydişehir'i kurmak üzere hicretini gerçekleştirmek için yola çıkmıştır. Kafile Seydişehir topraklarına varmadan önce Akviran topraklarında bir süre konaklar. Akviran topraklarında konakladıkları dönemde Seyyid Harun Veli hazretlerinin kardeşi Seyyid Bedrettin hastalanarak vefat eder. Merhum Seyyid Bedrettin Akören'e bağlı eski belde şimdilerde mahalle olan eski adı May yeni adı Kayasu olan  topraklara defnedilir. Seyyid Harun Veli hazretleri kardeşini defnettiği yere ‘Buranın adı kıyamete kadar Kabri Seyyid olarak kalsın' der.  Seyyid Bedrettin vefat ettiğinde oğlu Seyyid Musa küçük yaşta, körpe olarak yetim kalır. Babası vefat eden körpe Seyyid Musa'nın her türlü ihtiyacı amcası Seyyid Harun Veli tarafından karşılanır. Amcası ile birlikte Seydişehir'e gitmiş olmasına rağmen babasının metfun olduğu Akviran toprakları ile de ilişiğini hiç kesmemiştir. Seyyid Musa'nın da vefatında babasının yanına defnedildiği , hatta 5-6 Seyyid kabrinin bulunduğu bilinmektedir. Kabri Seyyid, ismi zamanla halk dilinde Körpe Seyyid olarak da isimlendirilmiştir. Onun içindir ki bahse konu bölgeye körpe Seyyidler de denilmektedir. 

      Dönemin Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit Han tarafından, Anadolu'daki zeki öğrencilerin İstanbul'a getirilerek eğitimlerinin Saray'ın gözetiminde çok güzel bir şekilde verilmesi kararlaştırılır. Anadolu'daki şehirlerden öğrencilere maddi destekler sağlatıp, okutup şehirlerinin kalkınması için geri gönderilmeleri planlanır.Binlerce zeki Öğrenciye güzel bir eğitim verildikten sonra memleketlerine, şehirlerine, ilçelerine, beldelerine gönderilmeleri hedeflenir. Bu sayede Anadolu'nun kalkınması için çok önemli bir öngörüde bulunulmuştur. Gerçekten de eğitime verilen bu güzel destek çok olumlu sonuçlar vermiş, başarıya ulaşılmıştır. Bu proje kapsamında İstanbul'un zenginlerinden bir kişi Saray'ın bilgisi ve isteği doğrultusunda Konya'ya gelerek Konya Valiliğinden kendisine, ilkokul mezunu olan 3 (üç) öğrenci verilmesini ister.Konya Valiliği yaptığı araştırmalar sonucunda 3 (üç) zeki öğrenciyi belirler. Konya'mızdan seçilen 3 öğrenciden biriside  amcamız Veyis (Veysel)'dir. Amcamız ilkokulu Akviran da okumuş, başarılı olduğu için İstanbul'a seçilip götürülmüştür. Dini ve Müspet ilimler alanındaki eğitimini, hafızlığını  Saray'ın gözetiminde Medresede tamamladıktan sonra II. Abdülhamit Han'ın yakınında Saray da çalışmaya başlar.1909 yılında 31 Mart vakası olarak adlandırılan ayaklanma, darbe baş gösterir. Çıkan olaylar sırasında Veyis amcamız isyancılara karşı II. Abdülhamit Han'ın yanında yer alır ve çatışmada bacağına kurşun isabet eder. Bunun üzerine bacağı kesilir ve tahta bir bacak takılır. Tahta bacak takıldıktan sonraki dönemde Topal Veyis (Veysel) olarak anılır ve tanınır. Hamdolsun ki amcamızın darbecilere karşı duruşu gibi bizler de darbecilere hep karşı olmuşuzdur. Dün amcamız darbeye karşı koymuş, 15 Temmuz gecesi ilk saatlerden itibaren de bizler bir ay boyunca meydanlardan ayrılmayarak ecdadımızın yolunda olduğumuzu göstermiş olmanın haklı huzur ve mutluluğunu yaşamaktayız. II. Abdülhamit Han tahttan indirildikten sonra, amcamız İstanbul dan ayrılarak Akviran'a dönmüştür. 

     Osmanlı sarayında yetişip, hem dini ilimleri, hem de müspet bilimleri öğrenerek eğitimini tamamlayan, donanımlı amcamız Topal Veyis (Veysel); yaptığı takdire şayan çalışmalarla köy konumundaki Akviranımızı Bucak konumuna getirip 04 Ağustos 1914 tarihinde Belediye Teşkilatını Kurarak akabinde Belediye Başkanı olmuştur. Altı yıl, çok başarılı bir şekilde Akören Belediye Başkanlığı görevini yürütmüştür. Nahiye Müdürü ile yaptığı bir toplantı sonrası dönerken gece vakti, çekemeyenler tarafından 33 yaşındayken defalarca bıçaklanmış, bıçaklandıktan yaklaşık 15 gün sonrada vefat etmiş olup Akören Kadı Burnu mezarlığına defnedilmiştir. Rabbimiz, rahmetiyle muamele eylesin. Mekanı cennet olsun. 

      Basımı gerçekleştirilen çocuk kitabım ile öncelikle geçmişimizle geleceğimizi başarılı bir şekilde buluşturup okuma alışkanlığı kazandırarak, yarınlarda yeni icatlara imza atacak, geçmişini, değerlerini bilen gençleri yetiştirmeye destek ve öncü olmayı amaçlamış bulunuyoruz. Geçmişte imkanların çok az olduğu dönemlerde nasıl ki ecdadımız çok başarılı olmuşlarsa siz yavrularımızda gelecekte çok başarılı olabilirsiniz mesajını vererek onlara yol göstermeye gayret ediyoruz. Bu girişimlerin meyve vereceğine olan inancımız tamdır. Bu günlerde ekeceğimiz tohumların yarınlarda yeşereceği, meyve vereceği konusunda hiç şüphemiz yoktur.  




     Topal Veyis (Veysel) çocuk kitabımı kültür yayını olarak geleceğimizin teminatı yavrularımıza sunmuş olan Akören Belediye Başkanı Sayın İsmail ARSLAN Bey'e destekleri, vefa örneği gösterdikleri için kalb-i şükranlarımı sunarım. Ufuk açıcı, faydalı, yeni eserlerde buluşmamız duâsıyla sıhhat ve afiyetler dilerim.

   NOT: Topal Veyis (Veysel)  çocuk kitabım dışında yetişkinlere yönelik yayınlanmış olan eserlerimin isimleri;

Damıtılmış Damlalar, Muhammedül Emin Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimizin Hayatı , Âyetlerin Işığında Peygamber Kıssaları ve Helâk Olan Kavimler, Görünmeyen İki Düşman Biri Nefsin Biri Düşman ile Sünnet Düşmanlığının Sebepleri'dir.


Yazarın Diğer Yazıları