OTHELLO

  Adını duyduğunda inanamadı . Shakespeare‘in ünlü eseri Othello ; demek bu hastalığın en az gerçeği kadar dramatik bir sunumuydu . 

  Othello;  karısına duyduğu aşırı kıskançlıktan dolayı saplantılı düşüncelere dalar ve kendini bundan kurtaramadığından, hem kendisini hem de eşini öldürür. 

   Hikayeyi özetleyince;  kadının gözlerinin ışığı söndü.  Doktora bakarak:

- Korkarım benim sonum da bu olacak” dedi.

   Arkadaşı ile doktoru yalnız bırakarak dışarı çıktı ve arkadaşının aylardır kendisine anlattığı olayları düşündü. Her seferinde onu teselli ederek;  bir çözüm bulmaya çalışmıştı.

   Evlendiği ilk yıllarda” perde ben yokken açıldı mı, karım dışarıya baktı mı?” diye işaret koymalar,

-Biraz özenerek giyinse” hayırdır, nereye gidiyorsun, birini mi bekliyorsun?”

- özenmese;” sen artık beni önemsemiyorsun!” demeler,

- Dışarı çıktıklarında elele tutuşmak isteyince; " birilerine nispet mi yapıyorsun?” imaları…

 Biraz morali bozuksa; "ne oldu birini mi düşünüyorsun?” diyecek kadar ileri bir kıskançlık sarmalı… Üstelik bu bey profesör.

  " İlk başlarda her evlilikte eşler birbirlerini tam anlayıncaya kadar bu tür kıskanmalar olur, sen merak etme, zamanla geçer” gibi, öğrenilmiş bir teselli ile arkadaşını sabra davet etse de;  kadıncağız artık bir doktorun yardımına ihtiyaç duyar hale gelmişti.

  İiçerde duyduğu ismi beklerken araştırdı. Othello sendromu;  çalışmalarda beynin sağ Frontal lobunun düzgün çalışmaması nedenlerden biri olarak kabul edilse de, aslında bu kişiler temelde kendilerine karşı aşırı güvensiz oluyorlar . Aldatılma korkusu,  beyinlerinde sabit düşünce haline geliyor ve hakaret ederek;  kıskandığı kişinin kendini değersiz hissetmesine sebep oluyor.  Herkezden ve her şeyden kısıtlayarak, aşırı tepkilerle, hatta şiddet eğilimi ile kıskançlığını sarmal hale getirmek.

  Bizim şarkılarımızda bile işlenen bir durum bu aslında” ya benimsin ya toprağın” tarzı sevmek… "Seven kıskanır” diye başlayan davranış bozuklukları…

   Kâinatın efendisi de bahseder kıskançlıktan, nasıl olması gerektiğini anlatır.  Kıskançlık; arapçada "gayret” kökünden gelir ve hadislerde” gayretullah " diye bahsedilir.  Kişinin sevdiğini;  zarar görmesini engelleyici, şerefini zedeleyici durumlardan sakınması, savunması halidir.  Dengeli bir kıskanma; asalet, namus ve mertliğin temeli olarak görülür.  Eşler de birbirlerine karşı dozunda bulunmalıdır ama  haklı bir sebep yokken;”telefonu geç açtın ya da eve on dakika geç kaldın” gibi saplantıya varan kıskançlıklar,  hayatı birbirine zehir etmeler hep bu Othello'danmış.  Ah Shakespeare!...

    Ne olur sevgiyi yaralayan, kanatan, can yakan bir hâle getirmeyelim. Kuru dalların renk renk çiçek açmasına sebep olan gerçek sevgi ; kıyamaz ,yeşillendirir, şifa verir, yüreklendirir, sarar etrafı…

    Othello'nun  değil Gayretullah ‘ın tâlibiyiz…                                     


Yazarın Diğer Yazıları