Selçuklu Devleti’nde Tiyatro

İlk Türk tiyatrosu denilince maalesef yazar ve münevverlerimiz tarafından sadece Tanzimat devrine atıfta bulunuluyor. Bugün sizlere Anadolu'yu baştanbaşa Türk toprağı yapan Oğuz Han neslinin devamı, Haçlı birliklerinin durdurucu ve yok edicisi Anadolu Selçuklu Devleti'nde tarihi kayıtlara geçmiş tiyatrodan bahsedeceğim.

  1. ve Latince kökten gelen "teatro” kelimesi dram ve komedi gibi her türlü sahne eserini oynama sanatıdır. Bana göre sinemanın da atası sayılır ve sinemadan hayli zordur. Çünkü sahnede canlı kanlı durursun ve dem bu demdir başlarsın icraya, yanlış yaptığında kestik diyen biri yoktur montaj kurgu vs. kolaylıklar bulunmaz. Velhasıl icrası zor bir sanattır.

On ikinci asrın ilk yıllarındayız. Bizans da Birinci Aleksiyos Komninos imparator. Anadolu Selçuklu Devleti'ne karşı 1116'da sefer başlatmış o sırada 1. Kılıçarslan vefat etmiş Selçuklu taht kavgası veriyor. Tahtta Kılıçarslan'ın oğlu Şahinşah var. İmparator Aleksiyos Komninos Üsküdar yakınlarında Selçuklular ile baş edemeyeceğini anlayınca seferi iptal edip geri dönüyor.

İşte Bizans İmparatorlarından Birinci Aleksiyos Komninos'un kızı prenses Anna Komnini, babasının hükümdarlığı zamanı ile ilgili vakaların tarihi olmak üzere Aleksiyos ismiyle bir eser yazmıştı. Bu eserde Seçukluların saraylarında sahnelediği tiyatroya dair bize ışık tutmaktadır. Anna Komnini eserinde bu olayı şöyle anlatır:

Bu arada İmparatorun ayaklarındaki damla hastalığı kendisini rahatsız etmeye başladı. İmparator ağrılardan hemen hemen yürüyemez olmuştu. Hastalık savaşın yapılmasına engel oluyordu. İmparator yataktan ayrılamayacak halde idi. Barbarlara karşı hazırlanmış olan zafer geri kaldı. İmparatoru en çok üzen de bu idi. Barbar Kılıçarslan İmparatorun vaziyetini önemle göz önünde bulunduruyor, onun hastalığından ve hareketsizliğinden faydalanarak ve sonunu düşünmeden bütün Asya'yı yağma ediyordu; Hıristiyanlara karşı yedi kere akınlarda bulundu. İmparatorun bu hastalığı eskiden kendisini ara sıra yokladığı halde bu sefer arka arkaya buhranlar doğuruyor, âdeta sürekli bir şekil alıyordu. Kılıçarslan'ın etrafında bulunan adamları ise, hastalığın yalan olduğunu, İmparatorun gevşeklikten ve tembellikten dolayı savaşa kalkmadığını ileri sürüyorlardı. Bu sebepten dolayı barbarlar gerek ziyafetlerinde, gerek sarhoşlukları sırasında çok alaycı bir şekilde İmparatorun ayak ağrılarını fırsat bilerek eğleniyorlardı. Aktörlükte gerekli olan mânâlı sözleri bulmak ve söylemekte yaradılışın kendilerine verdiği istidat ve kabiliyetin yardımı ile ve İmparatorun ayak ağrıları vesilesi ile birçok maskaralıklar yapıyorlardı; bunlar, İmparatorun hastalığına bakan hekimleri, kendisine hizmet edenleri, hatta İmparatorun kendisini temsil ediyorlardı; İmparatoru temsil eden adamı bir yatağa yatırıyorlar, yatağı ortaya koyup eğleniyorlar, bu oyunlar barbarları şiddetle güldürüyordu. Barbarların bu halini haber almış olan İmparator, hiddeti artarak savaş açmak istiyor, kızgınlığının sebebini büyük bir taşkınlıkla açığa vuruyordu.[1]

Şimdi burada Türklere ağır hakaretler söz konusu bunu kısaca şöyle tanımlayabiliriz Anna Komnini Türklerle iyi geçindiği zamanlarda Türklerden övgüyle söz eder kötü geçindiği zamanlarda ise hakaret eder.[2]

Biz dönelim konumuza. Burada Türklerin bir piyes hazırladığı ortada. Tiyatro konusunda İmparator, doktorları, arabası, dekor, araç ve sahne gereçleri vardır. İfade edildiğine göre bu dramatik komedi defalarca oynanmış hatta ayaklarından rahatsız olan imparatoru kızdıracak kadar siyasi tesir yaratmıştır. Temsilde kıyafet ve dekor hususiyetlerine itina edildiği İmparator'un gülünç bir araba içinde sahneye çıkarılmasından anlaşılmaktadır.

Bunun yanında şu soruları sormakta mümkündür:

a. Tiyatro oyuncuları arasında kadın var mıdır?

b. Tiyatro binada mı oynanmıştır yoksa sokakta halk arasında mı temsil edilmiştir?

c. Sahne detayları nasıldır?

 

Siz bu soruların cevaplarını arayadurun ben işimi yapayım. Tiyatro sanatı Selçuklu devletinde vardı. Eğer bu sahneleme ve oyuncular o gün o anda yetişmediyse daha öncesinde de bu tür oyunlar sahneleniyordu. Kaynağıyla sizlere sunmuş oldum. Umarım beğenmişsinizdir. Bu arada unutmayın Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devletlerinin üzerinden bir Moğol belası geldi geçti. Ne kadar eser, evrak, kütüphane varsa yakıp kül ettiler.

Tarihi miras, misyon yüklüyor.

Sağlıcakla.

 

[1] Anna Komnini: Aleksiyos, Laypzig baskısı, 1884, cilt 2, sayfa 284 ve 285.

[2] Türk Tarih Kurumu Himmet Umunç, Belleten C. LXIV. 4


Yazarın Diğer Yazıları