Kul hakkı nedir?
Kul hakkı bir bireyin diğer bireylere karşı olan haklarını ifade eder.
Bu haklar kişinin maddi ve manevi haklarını kapsar. Kul hakkı İslam dininin temel prensiplerinden biridir ve insan ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için büyük bir önem taşır. Kul hakkına riayet etmek hem dini hem de ahlaki bir sorumluluktur.
Kul hakkı ile ilgili ayetler
Kur'an-ı Kerim kul hakkının önemini vurgulayan birçok ayet içermektedir. Bu ayetler insan ilişkilerinde adaletin sağlanması gerektiğini belirtir. Örneğin:
Bakara Suresi; 83
"Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve «İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin» diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz."
Bakara Suresi; 177
"İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!"
Bakara Suresi; 188
"Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hakimlere (rüşvet olarak) vermeyin."
Bakara Suresi; 215
"Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Maldan harcadığınız şey, ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah yapacağınız her hayrı bilir."
Kul hakkı ile ilgili hadisler
Helalleşin
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurur:
"Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyamet günü gelmeden evvel o kimseyle helalleşsin!” (Buhârî, Mezâlim, 10; Rikâk, 48)
Kul Hakkı Yiyen Ahirette İflas Eder
Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün ashâbına:
"–Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sormuştu. Onlar:
"–Bize göre müflis, parası ve malı olmayan kimsedir” şeklinde cevap verdiler. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu:
"–Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: Kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zina isnâd ve iftirasında bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevabı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilir ve netîcede Cehenneme atılır.” (Müslim, Birr 59; Tirmizî, Kıyâmet 2; Ahmed, II, 303, 324, 372)
Kul hakkının önemi nedir?
Cenâb-ı Hak, insanları mükerrem olarak ve en güzel şekilde yaratttığını ifâde buyurmuştur.(Bkz. el-İsrâ, 70; et-Tîn, 4.) Onlara sayıya gelmeyecek derecede bol nîmetler ve birtakım haklar lutfetmiştir. Bu hakların muhâfazası içinde hayâtın akışını tanzîm eden bâzı kânun ve kâideler koymuştur.
Cenâb-ı Hakk'ın kullarına bahşettiği bir hakkı çiğnemek, büyük günahlardandır. Yüce Rabbimiz kendisine karşı işlenen hatâ ve günahları affettiği hâlde kul hakkını bunun dışında tutmuştur.
Kul hakkını affetmeyi, zulme uğrayan kulunun irâdesine bırakmıştır. Dolayısıyla, herhangi bir kul hakkı sebebiyle tevbe edecek olan kişinin, evvelâ hakkını yediği kimseden helâllik alması şart koşulmuştur.
Kur'an ayetleri ve hadisler, kul hakkının korunması ve gözetilmesi gerektiğine dair güçlü mesajlar içermektedir. Her bireyin diğerlerinin haklarına saygı göstermesi, toplumsal huzurun temelini oluşturur.
Kul hakkına riayet etmek hem dünyada hem de ahirette huzuru ve mutluluğu getirecektir.
(Berna Ata)
Kaynak: Haber Merkezi