DOLAR
41,55
EURO
48,68
STERLİN
55,94
GRAM
5.160,73
ÇEYREK
8.484,50
YARIM ALTIN
16.931,99
CUMHURİYET ALTINI
33.648,50

Konya Aydınlar Ocağı’nda Yazar Ali Erkan Kavaklının dilinden Yavuz Sultan Selim

- Güncelleme Tarihi:

 Konya Aydınlar Ocağı’nda Yazar Ali Erkan Kavaklının dilinden Yavuz Sultan Selim
Konya Aydınlar Ocağı mutat olarak düzenlediği Selçuklu Salı sohbetlerinde bu hafta, yazarlığının 50.yılını dolduran Konyalı eğitimci yazar Ali Erkan Kavaklı’yı konuk etti. Konevi Derneği Salonundaki programda Kavaklı Cihan Devleti Sultanı ve İslâm Birliğinin Mimarı Yavuz Sultan Selim Hanı anlattı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü "Gazi Selim Han son iki yüz yılda (Yavuz) namıyla anılmaya başlansa da ben Gazi selim olarak telaffuz etmeyi tercih ediyorum. Malumunuz, (Yavuz) ifadesi zaman zaman bir suçlama ifadesi olarak da kullanılır. Fakat bir toplum olarak bunu olumlandırabilmiş bir milletiz. Sümer toplumunun ismini de batılılar yüz elli sene önce (Sümerler) olarak ifade ettiği için kullanıyoruz. Selim Han'a Yavuz ismi de böyle verildi ve hatta ilk yıllarda biraz da suçlama amacıyla verildi ama biz bu tanımı olumlu hale getirdik. Biz kendi öz değerlerimizin kıymetini bilmeyince batılılar gelip tanımlamasını yapıyor ve biz de kabul ediyoruz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen eğitimci yazar Ali Erkan Kavaklı Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve programın müdavimi katılımcıları hayranlıkla takip ettiğini belirterek bunla yıl sistemli şekilde kültürel faaliyetlerini devam ettiren Konya Aydınlar Ocağını Başkan ve yöneticileri ile programları takip edenleri kutladı. 

Türkiye'de gençliğin gerçek Türk kahramanlarını bilmemesi gibi ciddi bir problem olduğuna vurgu yapan Kavaklı "Son yıllarda yazılı tişörtler moda oldu. Bazılarında uygunsuz yabancı cümleler oluyor. Sonra sırtlarında mesela meşhur futbolcu isimleri yazılı olan gençler görüyoruz. Kendi kahramanlarımızı onlara tanıtmadığımız için kendilerine yabancı rol modeller seçiyorlar” dedi.

Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman ve Yavuz Sultan Selim gibi sultanların devlet için her türlü fedakârlığı yapan insanlar olduğunu vurgulayan Kavaklı "Yavuz Sultan Selim babasını tahttan indirmişi sonra kardeşleriyle mücadele etmiş ve Şahkulu gibi isyanlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu sultanlar eğlence, rahatlık nedir bilmeyen insanlardı” diye konuştu.

Yavuz Sultan Selim'in yıkılmanın eşiğinde olan Osmanlı devletini dünyanın en güçlü devleti haline getirdiğini kaydeden Kavaklı, "Yavuz, babasının Şah İsmail'e karşı olan politikalarından memnun değildi.  Onunla görüşmek ister ve Trabzon'u terk ederek, Kırım Hanı Mengli Giray'ın yardımıyla asker toplayıp Edirne'ye yürür. Fakat Uğraş deresi mevkiinde babasıyla savaşı kaybeder. Bu arada Teke Sancağında (Antalya) Karabıyık oğlu Hasan, Şahkulu adını alıp isyan başlatmak üzere,  (Büyük kurtuluş zamanı geldi. Gökten kılıç indirildi, yeryüzü saltanatı bana verildi. Bütün milletleri hükmüm altına alacağım. Osmanlı sultanı öldü, devlet çöktü. Cihan hükümdarı benim. Herkes bana biat etsin!) dşye çağırıda bulunur. Niyeti Anadolu'yu işgal ettikten sonra Şah İsmail'i davet etmektir. Şehzade Korkut sancağı terk edip, Manisa'ya gelir. İsyancılar da Kütahya, oradan Bursa üzerine yürür. Anadolu Beylerbeyi Karagöz Paşa'yı yenen Şahkulu onu, kazığa oturtup halkı kılıçtan geçirir ve 40 bin kişiyi katleder. Sadrazam Hadim Ali Paşa üzerine yürüyünce de Bursa'dan kaçar. Kayseri- Sivas arasında Gökçay'da kıstırılır ve Sadrazam şehit olurken Şahkulu öldürülür. Şehzade Ahmet de, kendisine biat edilmediği için kuvvetlerini alıp Kayseri'ye çekilir” dedi. 

Bu gelişmeler üzerine Yeniçerilerin Şehzade Selim'in İstanbul'a davet edilmesini istediklerini anlatan Kavaklı "Selim, padişahlığı babasından devralır ve tahta geçtikten sonra kardeşi Şehzade Ahmet ile savaşıp yener. Sonra Kardeşi Korkut'un üzerine yürür. Korkut Antalya'da bir mağaraya saklanır ve orada yakalanarak, öldürülür” diyerek sözlerini sürdürdü.

Selim''in tahta geçtikten sonra Erdebil oğlu İsmail yani Şah İsmail ve ona biat edenler hakkında fetva aldığını vurgulayan Kavaklı, "Selim tahta oturduktan sonra Çaldıran, Mercidabık ve Ridaniye savaşlarını kazanırken Kudüs'ü ve Şam'ı savaşsız alıp İslâm Birliğini kurdu. Savaş dâhisi ve çelikten bir irade sahibiydi” dedi.
Sultan Selim'in yüz bin kişilik ordu ile dört ay yolculuk yaparak Şah İsmail'in üzerine yürüdüğünü anlatan Kavaklı, "Şah İsmail psikolojik savaş yürütüp aylarca ortaya çıkmaz. Fakat Yavuz'un ısrarla Tebriz üzerine geldiğini ve dönmeyeceğini anlayınca Çaldıran Ovası'na gelmeye karar verir. Burada yıldırım savaşı veren Şah İsmail arkadan son saldırısında atı vurulup kendisi yaralanınca fedaisinin atına binip meydandan kaçtı ve bu savaş tarihe Çaldıran zaferi olarak kaydedildi” dedi.

Sözlerine 1516'da kazanılan Mercidabık Zaferini anlatarak devam eden Kavaklı "Selim burada Mısır Sultanı Kansu Gavri ile savaşır ve Memlük ordusunu yenerek Halep'i aldıktan sonra iki hafta burada kalır. Sonra Şam'a hareket eder ve Şam savaşsız teslim olur. Selim, Şam'da kaldığı sıralarda Muhyiddin-i Arabî'nin Şeceretü'n-Numaniye Fi Tarih-i Osmaniye eserinde geçen (Sin Şın'a girince Mim'in kabri ortaya çıkar) ifadesini büyük âlim Kemal Paşazade ile birlikte yorumlayıp (Sin'in Selim'e, Şın'ın Şam'a, Mim”'n Muhyiddin'e işaret olduğu kanaatine varırlar. Bu arada Sultan, İbn Arabi'yi rüyasında görür ve ona (Ey Selim, senin gelmeni beklerdim. Safa geldin, hoş geldin. Mısır gazanı müjdelerim. Sabahleyin bir siyah ata bin, o seni bana getirir. Beni hâk-i mezelleten ‘horluk toprağından' kaldır. Bana bir türbe, bir cami ve imaret yapıver. Yürü işin rastgele, Mısır fethi müyesser ola!) der. Sultan,  Ocak 1517'de Ridaniye'de Tomanbay'ın ordularıyla karşılaştı. Ridaniye zaferi Osmanlıya Mısır mülkünü kazandırdı. Gazze'de Veziriazam Sinan Paşa'ya karşı savaşan Canberdi Gazeli ve birçok Memluk emiri gelip teslim oldular. Sultan, 15 Şubat 1517'de parlak bir merasimle Kahire'ye girdi. Halk, Yavuz'un ihtişamını seyretmek için sokakları ve pencereleri doldurmuştu. Kalatü'l-Cebel'e kadar mehter eşliğinde geldi, buradaki Hz. Yusuf'un tahtına oturdu, Mısır sultanı oldu. Mekke, Medine, Cidde'ye fetih mektupları göndererek bağlılık göstermelerini istedi. Hilafet böylece Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim'e geçti. Fetihlerden haberdar olan İstanbul'da Sultan için görkemli bir karşılama töreni tertip edildiğini söyleyen Kavaklı, "Bunları öğrenen Selim Han gece vakti sessizce bir kayığa binerek bu şatafata itibar etmedi” ” diyerek sözlerini sürdürdü.

Sivas'ın Gemerek ilçesinde Şah İsmail'in halifesi olan Şah Veli'nin 1519'da isyan çıkardığını anlatan Kavaklı "Şah Veli, Şah İsmail'e taraftar topluyordu. Müritleri vardı. Korkunç ve derin bir mağaraya yerleşmiş ve Mehdi olduğunu söylerken, (Burası evliyanın makamıdır, biz burayı kendi başımıza seçmedik. Abdallar, ehl-i gayb, Mehdi'nin pek yakında bu mağaradan çıkacağını bana taahhütte bulundular. Zaman yaklaştı) diyordu. Adamları kendisine doğru rüku ve secde ediyorlardı. Şah İsmail (Sen ortaya çık, isyanı başlat, biz askerimizle o tarafa varırız) diye haber salmış. Bozok yöresindeki köy ve kasabalara saldırdı. Malatya, Karaisalı, Sivas, Canik taraflarına adam salıp, etrafında toplanmaların istedi. Yavuz bu gibi isyanlarla mücadele etmek durumunda kaldı” dedi.

Yavuz Sultan Selim'in sırtında çıkan bir çıban yüzünden 21 Eylül'ü 22 Eylül'e bağlayan gece, 1520 yılında, 49 yaşında, babasını uğurladığı yerde can emanetini sahibine teslim ettiğini ifade eden Kavaklı "Selim, sekiz yıl tahtta kaldı ve seksen yıllık iş yaptı. Osmanlı topraklarını ve hâkimiyet alanını genişletip cihan devleti haline getirdi.  İslam Birliğini tesis etti. Bugün Suriye'de,  Kudüs'te, Mısır'da ne işimiz var diyenler bizim mefkuremizi, atamızı, tarihimizi bilmeyenlerdir” diyerek konuşmasını tamamladı.

Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü kendisine belge ve kitap takdim ettikten sonra yazar Ali Erkan Kavaklı katılımcılara kendi kitaplarını imzaladı.

 

Kaynak: Haber Merkezi

Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber grubumuza katılabilirsiniz. Yeni Konya WhatsApp haber kanalımız için tıklayınız!

Yorum Yap

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan yenikonya.com.tr hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Bu habere henüz yorum yapılmadı. İlk yorumu siz yapın!
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. yenikonya.com.tr'ye yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
BENZER HABERLER