E-gazete
Amuderya'nın sol kıyısında, 1043 yılında Selçuklu topraklarına katılmış olan ve Hârizm'in yönetim ve ticaret merkezi olarak bilinen kadim Ürgenç şehrinde 18–20 Haziran 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen sempozyum, Türk dünyasının müşterek tarihine ve kültürel mirasına ışık tutmayı hedefledi.
 Ortak tarih vurgusu
Sempozyumun açılış konuşmaları, Ürgenç Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sardor Xodjaniyazov, Ürgenç İnovasyon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Madamin Ishmuratov, Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Demirci ve TİKA Bölgesel Projeler Sorumlusu Nuri Kılıç tarafından yapıldı.
Konuşmalarda Oğuzlar ve Selçukluların Orta Asya'daki varlıklarının disiplinler arası bilimsel yöntemlerle ele alınmasının önemi vurgulandı. Ayrıca Selçuk Üniversitesi ile Türk devletleri arasında akademik iş birliklerinin güçlendirilmesinin ve müşterek tarih bilincinin yaygınlaştırılmasının gerekliliğine dikkat çekildi.
Dört dilde sunum, beş oturumda 63 bildiri
Türkçe, Özbekçe, Rusça ve İngilizce dillerinde bildirilerin sunulduğu sempozyum yüz yüze ve çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Etkinlikte toplam beş oturumda altmış üç tebliğ sunuldu. Özbekistan, Türkiye, Kazakistan ve Türkmenistan'dan akademisyenlerin katıldığı sempozyumda Türkiye'yi İstanbul, Ankara, Konya, Isparta, Ordu, Amasya ve Zonguldak'tan 30'u aşkın bilim insanı temsil etti.
Disiplinler arası bakış açısıyla Selçuklu mirası
Tarih, edebiyat, ilahiyat, tıp, arkeoloji, güzel sanatlar ve mimarlık gibi farklı alanlardan akademisyenlerin yer aldığı etkinlik, kalabalık ve genç bir dinleyici kitlesine ev sahipliği yaptı. Sempozyumda Oğuzlar ve Selçukluların göç süreçlerinden devletleşmelerine, dinî-siyasi yapıdan sanata, mimariye ve sosyoekonomik düzene kadar pek çok konu disiplinler arası bir yaklaşımla ele alındı.
Selçuk Üniversitesi'nden akademik katkı
Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Demirci, sunulan tebliğlerde Selçukluların muasır devletlerle ilişkileri, ilmî ve irfanî faaliyetleri, sanat eserleri ve bu mirasın günümüzdeki yansımalarının ayrıntılı biçimde değerlendirildiğini belirtti.
Demirci, "Bu sempozyum, Selçuk Üniversitesinin Selçuklu mirasına dair akademik birikimini uluslararası düzeyde paylaşma ve geliştirme misyonunu pekiştirmiştir. Etkinlik, Özbek misafirperverliğinin hissedildiği bir atmosferde gerçekleşmiş Türkiye ve Orta Asya ülkeleri arasında ortak tarih ve kültür bağlarının güçlenmesine katkı sağlamıştır. Özbekistan yerel ve ulusal basınında da geniş yankı uyandıran sempozyum, bilimsel etkileşimin ve uluslararası iş birliğinin başarılı bir örneği olarak değerlendirilmiştir” dedi.
Saha ziyaretleriyle tarihe yolculuk
Sempozyumun ardından Türkiye'den Özbekistan'a giden heyet, Hîve Hanlığı'nın merkezi olan ve 2020 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Hîve şehrini ziyaret etti. Ardından Ürgenç ile Buhara arasında uzanan Karahanlı ve Selçuklu dönemine ait önemli tarihî mekânlarda saha incelemeleri yapıldı. Ribât-ı Melik Kervansarayı Kapısı, Oğuzravod, Kettekurgan, Ceyhun yatakları, Selçuklu göç güzergâhı, Buhara, Semerkand ve Taşkent, bu güzergâh üzerindeki başlıca duraklar oldu.