Altınapa Barajı'nda su seviyesinin kritik düzeye indiğini belirten Başkan Şükrü Arslan, "Şu anda Altınapa Barajı'nda dünkü KOSKİ verilerine göre yaklaşık 3 milyon metreküp su kaldı. Baktığımız zaman, Altınapa Barajı'nın su tutma kapasitesi 160 milyon metreküp iken, 3 milyon metreküp suyun kalmış olması, yani barajın doluluk oranının yüzde 2'ye düştüğünü göstermektedir. Bu durum da bize, ne yazık ki suyumuzun artık tamamen bitmek üzere olduğu sinyalini veriyor. Altınapa Barajı gibi, Konya'ya içme suyunu sağlayan Bağbaşı Barajı'nda toplam 30 milyon metreküp su bulunuyor. Toplamda 205 milyon metreküp su tutma kapasitesi varken, 30 milyon metreküp su kalması, bu da yaklaşık yüzde 14'lük bir suyun kaldığını gösteriyor. Yoğun geçen kurak ve aşırı sıcaklar ne yazık ki bölgemizde ciddi oranda hissediliyor. Bunun sonucunda da, ilerleyen dönemlerde ne yazık ki bir su krizine doğru gittiğimizi bize gösteriyor bu veriler" ifadelerini kullandı.
"100 bini aşkın kaçak kuyu var"
Yağış miktarındaki azalma ve sıcaklıklardaki artışın Konya Kapalı Havzası'nda yeraltı sularını da olumsuz etkilediğini belirten Başkan Arslan, "Yağış miktarındaki genel düşüşe baktığımızda, özellikle son zamanlarda ortalama yıllık yağış miktarından 50-60 mm, yani metrekareye düşen 50-60 kg'lık bir yağış azalması söz konusu. ‘Nisbi' nem dediğimiz, bulutların su tutma oranlarındaki düşüş ise meteorolojik verilere göre yüzde 15-20 civarında görülüyor. Yaz aylarında sıcaklığın, geçmiş 60 yıllık meteorolojik verilere baktığımızda, mesela Ağustos ayında 5 derecelik bir yükseliş söz konusu. İşte bu da aşırı buharlaşmaya sebebiyet veriyor ve ne yazık ki burada gelmiş olduğumuz son durumu gösteriyor. Konya Kapalı Havzası'nı değerlendirdiğimizde, iklim değişikliğine değinecek olursak, iklim değişikliği kaynaklı olarak yer altı su seviyelerimizde zaten bir düşüş söz konusu. Yağışta da istediğimiz ortalamaları alamadığımızdan dolayı, yer altı suyuna tarımsal faaliyetlerde yüklenmemiz söz konusu oldu. Yüklenmeden kaynaklı yer altı seviyelerinde de ciddi bir düşüş gözlemliyoruz. Konya Kapalı Havzası'nda, Devlet Su İşleri tarafından ruhsat verilen yaklaşık 30-35 bin civarında kuyu varken, ne yazık ki kontrolsüz ve ruhsatsız, yani halk arasında ‘kaçak kuyu' dediğimiz 100 bini aşkın kuyu mevcut. Bu kuyularda denetimsiz ve kontrolsüz su çekimi olduğundan, yer altı sularında da ciddi bir azalma söz konusu oluyor ve bu düşüşler dönemsel olarak yıllık 10 metreleri bulmuş durumda. Yer altı suyumuz da şu anda çok derinlere çekilmiş durumda; yani çanağın dibini görmüş durumdayız. Artık birçok bölgede, birçok kuyuda su alamaz, su çekemez hale geldik" diye konuştu.
"Daha yağışlı, bol bir dönem yaşayacağız demek tamamen polyannacılık olur"
Konya'da kuraklığın her geçen yıl daha da derinleştiğine dikkat çeken Arslan, "Konya Kapalı Havzası, yıllık ortalama 10 milyar metreküp suya ihtiyaç duyan bir bölge. 60 yıldan günümüze kadar jeolojik verilere baktığımızda, ciddi bir iklim değişikliğinden kaynaklı kuraklığa doğru son sürat gidiyoruz. Yapılan bilimsel araştırmalara göre, kuraklığı çok daha derinden yaşayacağımız dönemler aslında daha ileriki yıllara, yani 10-20 yıl sonrasına aitken, bu kuraklığı günümüzde çok daha derinden hissediyoruz ve bu her geçen gün daha da ileriye gidecek. ‘Biz bu yıl kurak geçti, gelecek yıl çok daha yağışlı, bol bir dönem yaşayacağız' demek tamamen polyannacılık, iyimserlik olur, böyle bir hataya girmememiz gerekiyor. Beyşehir Gölü'müz şu anda ciddi anlamda küçülmüş durumda, bu yıl için yüzde 20-25'e varan bir küçülme söz konusu. Bu şekilde devam ederse, Beyşehir Gölü'nü de kaybedeceğiz. Aynı şekilde Akşehir Gölü'nü kaybettiğimiz gibi, Eber Gölü'nü kaybettiğimiz gibi. Biz, 20 yıl sonra yaşanması gereken kuraklığı 2025 yılında değil de 2035-2040 yıllarında daha derinden hissedilmesini bekliyorduk; ancak bu durum 10-15 yıl öncesinden hissedilmeye başladı. Bu demek oluyor ki, bundan 5-10 yıl sonra ciddi anlamda tamamen çölleşmiş bir Konya Kapalı Havzası'na dönüşeceğimiz öngörülüyor. Çünkü su bitiyor, su tükeniyor. Su medeniyettir, su hayattır. Suyun olmadığı yerde hayat da olmaz, yaşam da olmaz, hiçbir tarımsal faaliyet de olmaz" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA