Kayalara oyulmuş mağaralar, tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşırken; doğa tutkunları için de sessiz ve huzurlu yürüyüş rotaları sunuyor. Mağaraların hemen yakınında yer alan ve halk arasında "Bapir-i Kal" olarak bilinen türbe ise bölgenin manevi atmosferine ayrı bir değer katıyor. Rivayetlere göre, bu türbede Hazreti Ebubekir'in torunlarından olan ve 1470-1550 yılları arasında yaşadığına inanılan Hüseyin Dede yatıyor.
Doğa, Tarih ve Maneviyat Bir Arada
İncekaya, sadece tarihiyle değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de öne çıkıyor. Van Gölü'nün kıyısında uzanan koylar, berrak sularıyla yaz aylarında izcilik, yüzme ve piknik gibi aktiviteler için ideal bir ortam sunuyor. Bölge, özellikle fotoğrafçılar ve doğa yürüyüşü yapanlar için adeta bir açık hava stüdyosu niteliğinde.
Osmanlı dönemine ait tahrir defterlerinde "Por” adıyla anılan bu köy, zamanla İncekaya ismini almış. Bugün hem tarihi yapılar hem de doğal mağaralar sit alanı olarak koruma altına alınmış durumda.
Köy Halkından Turizm Çağrısı
İncekaya sakinlerinden Fehim Karahan, köyün tarihî geçmişine dikkat çekerek şunları söylüyor:
"Köyümüz çok eski bir yerleşim yeri. Urartulardan kalma mağaralarımız, koylarımız ve Hüseyin Dede Türbesi ile dikkat çekiyor. Türbe, günde yüzlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Ancak bu güzelliklerin daha fazla tanıtılması ve turizme kazandırılması gerekiyor.”
Doğayla baş başa kalmak isteyenler, tarihe meraklı gezginler ve manevi bir yolculuk arayanlar için İncekaya, keşfedilmeyi bekleyen saklı bir hazine olarak öne çıkıyor. Van Gölü kıyısı boyunca doğuya doğru ilerleyenler için bu eşsiz bölge, huzur dolu bir rota sunuyor.
Kaynak: Haber Merkezi