E-gazete

ANASAYFA GÜNCEL KONYA EKONOMİ SPOR SİYASET EĞİTİM YAŞAM DÜNYA KÜLTÜR-SANAT SAĞLIK TEKNOLOJİ İLAN RESMİ İLANLAR YEMEK

Algoritmalar insanları sanal kumar bağımlısı haline getiriyor

26 Haziran 2025 Perşembe 12:05
Yeşilay Genel Başkanı Mehmet Dinç, algoritmalarla insanların sanal kumar bağımlısı haline geldiğini belirterek, “Bu sene kumar bağımlılığı bütün bağımlılıkları geçti. Kumar bağımlılığından dolayı bütün Türkiye’de çok fazla insan bize başvuru yapıyor.“ dedi.

Yeşilay Genel Başkanı Mehmet Dinç, teknoloji ve son dönemde artan sanal kumar bağımlılığına ilişkin, dijital araçlar olmadan yaşanması gibi bir iddialarının olmadığını ifade ederken, dijital teknolojilerin insan hayatına zarar vermeyecek şekilde kullanılmasının önemli olduğunu vurguladı.

Dijital bağımlılık ifadesinin nasıl ortaya çıktığına dair bilgiler veren Dinç, "Dijital grip demiyoruz. Çünkü gribe benzer bir şey değil. Dijital kanser demiyoruz, kansere benzer bir şey değil. Adının dijital bağımlılık olmasının sebebi bağımlılıkla aynı özellikleri göstermesi." ifadelerini kullandı.

"Zihin yapımıza uyuşturucu kadar zarar veriyor"

Dinç, bağımlılıkların madde bağımlılıkları ve davranışsal bağımlılıklar olmak üzere ikiye ayrıldığının altını çizerek, "Kimyasal bağımlılıklar bir insanın bir maddeye bağımlı olmasıdır. Herkesin bildiği uyuşturucu, alkol ve sigara bağımlılıkları gibi. Bağımlılık dendiğinde de bunlar akla gelir. Ama bu yeni dönemde özellikle çok daha başka bağımlılıklar ortaya çıkmaya başladı. Buna davranışsal bağımlılıklar diyoruz. Bağımlılık dememizin sebebi bir insana aynı kimyasal bağımlılıklar gibi zarar vermesidir. Yani zihin yapımıza uyuşturucu kadar zarar veriyor. Aynı yerleri tetikliyor." diye konuştu.

"İnsanlar sosyal ilişkiler anlamında büyük bir fakirlik yaşıyor"

Dijital bağımlılıkta olduğu gibi sorunların psikolojik ve sosyolojik sebepleri olduğuna dikkati çeken Dinç, dijital araçların insan hayatına bu kadar tesir etmesinin altında yıllardır ortaya çıkan sosyolojik ve psikolojik süreçlerin etkili olduğunu söyledi.

Dinç, modern dünyada sosyal bağların ciddi anlamda zarar gördüğüne vurgu yaparak, "İnsanlar sosyal ilişkiler anlamında büyük bir fakirlik yaşıyor ve sosyal ilişki kurmak istediğinde eskisi gibi akrabalık ilişkilerinden, mahalle arkadaşlığından ve diğer sosyal bağlardan destek alması söz konusu olmuyor. Bu noktada dijital araçları kullanmak zorunda kalıyorlar. Bu hiç şüphesiz bu dönemin ihtiyacına yönelik bir çözüm arayışıdır. Esasında çözüm arayışı bakımından sağlıksız bir şey değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Sosyalleşmenin esas olarak gerçek hayata aktarılması gerektiğini ve dijital alanda kalan arkadaşlıkların sağlıklı olmayacağını kaydeden Dinç, bunun gerçek dünyada birçok problem yaşanmasına sebebiyet vereceğine vurgu yaptı.

Dinç, sosyal medya platformlarının ortaya çıkışı ile dikkat süresinde çarpıcı düşüşler meydana geldiğini anlatarak, "Öğrenmenin de hatırlamanın da değerli hissetmenin de temelinde dikkat vardır. Bir insan bir şey öğrenecekse bir şey hatırlayacaksa dikkat edecek. Dikkat fiziksel, zihinsel, psikolojik ve sosyal anlamda olmazsa olmaz ihtiyaçlarımızdan biri. Ancak dijital araçlar dikkate yıkıcı anlamda etki ediyor. İki türlü oluyor bu. Birincisi dijital araçların kullanılması beynin yapısını fiziksel olarak dahi değiştiriyor. İkincisi dijital araçların yanlış bir şekilde kullanılması beynin dikkat merkezini, yargılama merkezini olumsuz etkileyip işlevsiz hale getirebiliyor ya da daha az işler hale getirebiliyor." şeklinde konuştu.

"İnsanların dikkat süresi balıklardan bile daha az"

Dikkatin kullanıldıkça güçlenen kullanılmadığında zayıflayan özelliğe sahip olduğuna vurgu yapan Dinç, "Şu anda bazı araştırmalar balıktan daha az dikkatli olduğumuzu gösteren bilgiler veriyor. Balık unutmasıyla meşhurdur 9 saniyeden fazla bir şeye dikkat veremez. Kanada'da yapılan bir araştırmada bazı üniversite öğrencilerinin 8 saniye dikkat süresi olduğu gösteriliyor. Nedeni kaydırmalı ekranlar. Hızlı akan ekranlar insanın dikkatini köreltiyor. Gerçek hayatta bu kadar hızlı seyretmek diye bir durum mümkün değil. Hiçbir zaman olmadı, hiçbir zaman da olmayacak. Gerçek hayatın bir ritmi var. Dolayısıyla bir insan dijital araçları kullanırken bu kadar hızlı bir akışa düzenli olarak maruz kaldığında gerçek hayata döndüğü zaman ilişkileri sürdürme, işlere sabretme ve öğrenmeye dayanma gibi becerilerini kullanması gerektiğinde zorlanıyor." diye konuştu.

Gerçek dünyaya yabancılaşmak anksiyeteye sebep oluyor

Dinç, insanların sosyal medyada çok fazla vakit geçirmesi sebebiyle gerçek dünyaya yabancı hale geldiğini ve bunun da yabancılaşmaya sebep olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Bir insan ne zaman anksiyete hisseder? Güvensiz hissettiği zaman. Nerede güvensiz eder? Yabancı ortamlarda ya da güvende hissetmediği ortamlarda. Niçin bir insan dünyada yabancı hisseder? Çünkü dünyadaki hayatına, ilişkilerine, mekanlarına, işlerine, yatırım yapmaz ve aidiyet hissetmediği zaman, ilişki kurmadığı zaman, üstünkörü ilişki kurduğu zaman kendini gerçek dünyaya yabancı hisseder. Bu sefer ister istemez gerçek dünyaya ait hissetmekle ve ilişkiler kurmakla alakalı çok büyük problemler yaşar. Bu da çok doğal olarak kaygıyı beraberinde getirir."

"Bağımlılık endüstrisi insanları tuzağa çekiyor"

Bağımlılık endüstrisinin insanları kandırmak için her türlü yöntemi kullandığına işaret eden Dinç, kumarın bahis, şans, talih ve oyun gibi farklı isimlerle anılarak algıların değiştirildiğini söyledi.

Dinç, "İşin içine oyun girdiğinde insanlar bu işin kabiliyetiyle, zekasıyla, bahtıyla olacağını zannediyorlar. Kazanırsa zekasından kazandığını zannediyor. Kaybettiyse bir yanlış yaptı ve onu telafi edebilir zannediyor. Ya da şansından dolayı böyle olduğunu zannediyor. Bir daha deneyeyim şansım açılır belki diyor. Halbuki bu iş bahtla da şansla da alakalı değil. Tamamen kumardır bu. Kumarda da her zaman kasa kazanır. Ama insanları manipüle etmek için isimleri ve sistemleri değiştiriyorlar." yorumunu yaptı.

Dinç, şunları ifade etti:

"İnsanlara başta kredi veriyorlar. İnsanlar 'oynayayım, ne olacak. Zaten parayı onlar veriyor" diyor. Özellikle sanal kumarda ciddi algoritmalar var. Algoritmalar başlarda insanları yem vererek çekiyorlar. Sonra kapana kapatıyorlar. Durumun farkına varıldığında maalesef bağımlılık ortaya çıkmış oluyor. Bağımlılık ortaya çıktığında bir hastalıktan bahsediyoruz. Bu hastalık 'artık tövbe, vazgeçtim, zararını gördüm, yanlışmış veya bırakıyorum' demekle bırakılacak bir şey değil. Hastalık tedavi edilmek ister. Hastalık uzman desteği almak ister."

YEDAM'dan ücretsiz psikoterapi hizmeti

Türkiye'nin 105 noktasında Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM) olduğuna vurgu yapan Dinç, bu merkezlerde ücretsiz ve gizlilik esasına uygun şekilde psikoterapi hizmeti verdiklerinin altını çizdi.

Yeşilay Genel Başkanı Dinç, beş bağımlılıkla ilgili destek verdiklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bu sene kumar bağımlılığı bütün bağımlılıkları geçti. Kumar bağımlılığından dolayı bütün Türkiye'de çok fazla insan bize başvuru yapıyor. Kumar reklamlarının serbest olması, adının bahis ve şans olarak ifadelendirilmesi ve kumara her alandan, her zeminden ulaşılabiliyor olması bu problemi toplumsal anlamda ciddi bir tehdit ve risk haline getiriyor. Bununla alakalı Yeşilay olarak mücadele ediyoruz. Mücadele etmeye de devam edeceğiz ama insanımızın da desteğini ve farkındalığını talep ediyoruz."

DİĞER HABERLER