Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nun Ankara-Kızılcahamam'da düzenlediği Ufuk Turu programlarının altıncı oturumu, "Müslümanların Birliktelik Vizyonu ve Türkiye” başlığıyla gerçekleştirildi. Oturuma, Başkanlığını Recep Songül'ün yaptığı panelde Doç. Dr. Abdullah Turhan, Prof. Dr. Faruk Taşçı ve gazeteci-yazar Kemal Öztürk konuşmacı olarak katıldı.


İslam Birliği konusunda "derli toplu bir akademik çalışma bulunmadığını” vurgulayan Turhan, akademisyenlerin bu alana eğilmesinin elzem olduğunu ifade etti. Yardım kuruluşları, uluslararası okullar ve yükseköğretim kurumları üzerinden Türkiye'nin İslam toplumlarında güçlü bir zemin oluşturduğunu belirterek, bu çalışmaların İslam Birliği fikrinin temeli için büyük önem taşıdığını söyledi.
Prof. Dr. Faruk Taşçı ise İslam Birliği idealinin gerçekleşmesi için iki alanda yoğun çalışma gerektiğini belirtti: eğitim-kültür ve ekonomi. Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleriyle yaptığı ihracatın toplam ihracatının yüzde 28'ine tekabül ettiğini söyleyen Taşçı, bunun 10 yıl içinde yüzde 50'ye çıkmasının mümkün olduğunu ifade etti. Türkiye'de yaklaşık 350 bin uluslararası öğrenci bulunduğunu hatırlatarak, bunun Türkiye'nin İslam coğrafyasında kabul görmesi açısından kritik önemde olduğunu belirtti. Türkiye Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü ve TİKA'nın bu zemini güçlendirdiğini de vurguladı.

Son konuşmacı gazeteci-yazar Kemal Öztürk, 30 yıllık gazetecilik hayatında İslam coğrafyasında yaşadığı tecrübeleri aktararak, " İslam dünyası 1. Dünya Savaşından buyana en büyük savrulmasını yaşıyor” dedi. Gittiği her ülkede insanların ırk veya coğrafyadan bağımsız şekilde Türkiye'den ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan büyük beklentiler taşıdığını ifade etti.

Öztürk, İslam dünyasının dört temel ayağı olduğunu—Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır ve İran—belirterek, bu dört sütunun sağlam bir işbirliği içinde olmasının huzur ve istikrarı getireceğini söyledi. En büyük sorunlardan birinin birçok İslam ülkesinde yöneticiler ile halk arasında ciddi görüş ayrılıkları bulunması olduğunu dile getiren Öztürk, bazı yöneticilerin İslam Birliği idealine sıcak bakmadığını kaydetti.

Bu engelin, halkların birbirleriyle daha fazla temas kurmasıyla aşılabileceğini belirten Öztürk, dijital dünyanın sunduğu imkânlarla "Birleşmiş Müslüman Milletler” fikriyatının güçlendirilebileceğini söyledi. Bu yapının, vicdan sahibi dünya toplumlarıyla iletişim ve etkileşim içerisinde bulunabileceğini ifade etti.
Kaynak: Haber Merkezi