Konya'da eski şehir merkezi, Alaeddin Tepesi'nin doğusu ve güneyinde yer alan çarşılar ve konutlardan oluşuyordu. Ancak II. Abdülhamid döneminde inşa edilen demiryolu ile birlikte şehrin gelişim yönü batıya kaydı. O dönem halk, tren istasyonunu şehre uzak bulsa da yıllar içinde şehirleşme bu yönde yoğunlaştı.
Prestij Caddesine Atatürk Heykeli
İstasyon Caddesi, zamanla şehrin en prestijli ve modern caddesi hâline geldi. Bu nedenle Atatürk heykelinin de caddenin başlangıç noktasına yapılmasına karar verildi. Heykeltıraş Heinrich Krippel'in yaptığı heykelin, daha önce 1917'de Mimar Muzaffer Bey tarafından tasarlanan "Konya Ziraat Abidesi” kaidesi üzerine yerleştirilmesi planlandı.
Gödene Mermeri ve Mimarî Esinlenme
Ziraat Abidesi'nin kaidesi, sarımtırak Gödene mermerinden inşa edildi. 1. Ulusal Mimarlık Akımı etkilerinin görüldüğü eserde, Karatay Medresesi'nin kapısından esinlenildi. Dört cephesi farklı motiflerle süslenen kaide, klasik ve modern mimarinin sentezini yansıtan önemli bir örnek olarak öne çıkıyor.
Anıt Alanı'nın Dönüm Noktası
1926 yılında Atatürk heykelinin kaide üzerine yerleştirilmesiyle Anıt Alanı, şehrin sembollerinden biri hâline geldi. Dört büyük caddenin kesişim noktasında bulunan meydan, günümüzde Konya'nın en işlek alanlarından biri olarak dikkat çekiyor. Heykelin önüne konulan buğday başaklarıyla Ziraat Abidesi ile bütünleşmesi sağlandı.
Kaynak: Haber Merkezi