DOLAR
39,08
EURO
44,38
STERLİN
53,02
GRAM
4.244,22
ÇEYREK
6.986,46
YARIM ALTIN
13.963,92
CUMHURİYET ALTINI
27.798,14

Neyzen ve Ebru Sanatçısı Sadrettin Özçimi Konya Aydınlar Ocağı’nda hayatı ve hatıralarını anlattı: “Bizim sanatlarımız Kur’an’a hizmettir’’

- Güncelleme Tarihi:

 Neyzen ve Ebru Sanatçısı Sadrettin Özçimi Konya Aydınlar Ocağı’nda hayatı ve hatıralarını anlattı: “Bizim sanatlarımız Kur’an’a hizmettir’’
Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde meşhur Neyzen ve Ebru Sanatçısı Sadrettin Özçimi 70. yaşında hayatı ve hatıralarını anlattı.

İl Halk Kütüphanesi Salonunda icra edilen programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Konya'da kültürel zenginliği haiz aileler bulunduğuna dikkat çekerek, "Musiki Batı da (Meleklerin dili) olarak kabul edilir, Osmanlı da ise Şerif-i Musiki denirdi. Müslümanın hayatında Kur'an ve Peygamber vardır. Rabbimiz yaratılış aşamasında bize, (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?) diye hitap ettiğinde; bizim ruhumuzda o andan bir eser kalmış olmalı ki, hep o güzelliği arar durumdayız. Musiki de bu güzelliğin bir ifade biçimi olmalıdır” dedi.

Sadrettin Özçimi'nin başarıyı yakalamış bir büyük sanatkâr olduğunu da kaydeden Güçlü, "Üstadımız 70.yaşına kısa bir zaman önce girdi. Sağlıklı ömürler diliyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.

Daha sonra kürsüye gelen Neyzen Sadrettin Özçimi söz başında, devrin meşhur hocalarından olan babası Hakkı Efendiden bahsederek, "Babam gençliğinden itibaren musikiyi müptela idi. Nuri Yılmaz, Hâfız Ahmet Kağnıcı ve Ali Kemal Belviranlı gibi insanlarla meşk etmekten mutluluk duyardı. Babam İstanbul'da olduğu bir vakit, Hafız Sadettin Kaynak'ın imamlık yaptığı Sultanahmet Camiinde müezzinlerden izin alarak ezan okumuş. Namaz sonrasında merhum Sadettin Kaynak müezzin mahfilinin altına gelerek (Ezan okuyan kişiyi bana gönderin) demiş ve öylece tanışıp, hoca-talebe olarak birlikte musiki de icra etmişler. Babamlar, mûsikîyi İstanbul'da meşk edip geldikleri için, Konya'da İstanbul Ekolü ve İstanbul üslûbunun devamı diyebileceğimiz kaliteli ve yüksek seviyede bir atmosfer oluşturup talebeler yetiştirdi 2000'li yıllara kadar haftada bir gün oturmak sureti ile devam eden ilahî ve mevlid meşklerine meraklı müezzin arkadaşlar, mûsikîşinaslar katılırdı. Konya'dan giden Fatih Camii müezzinlerinden Bekir Büyükbaş,  Ahmet Çalışır da bu meşklerde bulunurdu” dedi.

Konuşmasının devamında çocukluk yılları ve öğrenim hayatına dair bilgiler veren Özçimi, "1955 yılında Konya'da dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimini Konya'da tamamladım. İmam Hatip'te iken Arif Biçer hocamın peşini bırakmazdım.  Sonra İTÜ Türk Mûsikîsi Devlet Konservatuarı'nın Temel Bilimler Bölümü'nün ilk öğrencilerinden oldum. Konservatuarda Aka Gündüz Kutbay ve Niyazi Sayın gibi hocalardan ders aldık. Ney üzerine aldığım eğitimi 1979'da tamamlayıp mezun oldum” diye konuştu.

Konservatuara gitmeden evvel, 1971 yıllarından itibaren, Konya'da yapılmakta olan Hz. Mevlâna'yı anma ihtifallerine neyzenlerin en çömezi olarak iştirak ettiğini kaydeden Özçimi, "İstanbul'dan gelen büyük neyzenler, Niyazi Sayın ve Aka Gündüz Kutbay hocamızın yanında her sene on-on beş gün geçirirdik. Mezuniyetten sonra Konya'ya döndüğüm zaman, 1980 yılında Belediye Başkanı Mehmet Keçeciler Koro kurmak üzere beni işe aldı ve çalışmaya başladık ve epeyce konser verdik. Bir programda davetli misafirlere verilmek üzere bir miktar para toplanmış. Sonra dönemin Belediye Başkan yardımcısı beni çağırıp, (Konser için ücretli bilet satamazsınız) dedi. Bilet satmadığımızı, verilen paranın da gönüllü birkaç kişinin hediyesi olduğunu anlattım. Sonra da masasındaki boş kâğıdı alıp istifa dilekçemi yazıp çıktım” diyerek sözlerini sürdürdü.

Selçuk Üniversitesi'nde 1984 yılında Müzik Okutmanı olarak görev aldığını da anlatan Özçimi, "YÖK Kanundaki bir maddeye istinaden, 1987 yılında İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu'na ney sanatkârı olarak geçici görevlendirildim. O zaman zarfında sık sık İstanbul-Konya arasında seyahat ettim. Amerika'da verdiğimiz konserlerden yorgun döndüğümüz bir cumartesi sabahı Rektörü Yardımcısı telefon edip; Rektörün o gün kapanışı yapılacak olan sempozyumda ney üflememi istediğini bildirdi. Dudaklarımda neyden ses çıkaracak mecal yoktu ve bunu anlattım. (Peki) diyerek görüşmeyi bitirdi. Pazartesi sabah erkenden makama çağrıldım. Rektör bey, (İki görev sana ağır geldi, Korodaki görevlendirmeni iptal ediyorum) deyince, (Zahmet etmeyin) diye karşılık verip, masasından aldığım kâğıda istifamı yazıp ayrıldım. Fakat dikkat etmediğim bir şey vardı; kadrom Üniversitede olduğu için, istifam üzerine korodaki görevim de bitmişti” dedi.
Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in 1998 yılında, İstanbul Devlet Müziği Topluluğuna geçici görevle dönmesini sağladığını ifade eden Özçimi, Seul'de verdikleri konsere dair hatırasını şöyle nakletti: "1981 yılında Tanburi Necdet Yaşar ağabeyimizle beraber, Unesco'nun Güney Kore'de tertip ettiği Müzikoloji konferansına katıldık. Bize mihmandarlık eden iki genç sık sık sahne için ne istediğimizi soruyordu. İki sandalye, iki mikrofondan başka bir şey istemedik. O günkü Türk Büyükelçisi de bizim oraya gelmemizden rahatsız olmuş, bizi hiç arayıp sormamıştı.  Bir telefon görüşmemizde, "Siz buraya, milleti uyutmaya mı geldiniz?” diye çıkışmıştı. Sekiz yüz yıllık, ahşap kilisedeki konser günümüz geldi. Biz icraya başladığımızda hıçkırık sesleri duyuldu. Meğer bizi azarlayan Büyükelçinin Amerika'dan dört misafiri gelmiş de, (Siz oturun ben salona görünüp geleyim) demiş ama misafirleri de meraklarından peşine takılıp gelmişler; hıçkırarak ağlayan onlarmış. Bunu bize o Büyükelçinin hanımı anlatmıştı.”

Ebrû sanatına 1993 yılında Alparslan Babaoğlu'ndan meşk ederek başladığını ve 1997 yılında icâzet aldığını anlatan Özçimi, kırk bir yıl süren görevi neticesinde 2021 yılında emekli olduğunu ve Üsküdar'da oğlunun işlettiği kafenin bir katında dersler verdiğini de kaydederek, "Çok talebemiz vardı ama Pandemi dönemi zorlu geçti ve kapattık. Sonra memleketimizden, Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay'dan, benzer çalışmayı Konya'da yapmak üzere bir davet aldık. Taş Bina'da derslere başladık. Kendimi bahtlı addediyorum. Üzerimde hep Allah'ın lütfu oldu. Gerek musiki gerek ebru gibi sanatlarımızın yok olmaması gerekiyor. Bizim sanatlarımız Kur'an'a hizmettir. Sanat araçtır, gaye Cenabı Hakk'a, Peygamber Efendimize götürmektir” diyerek konuşmasını tamamladı.

Program sonunda Konya Aydınlar Ocağı Başkanı ile Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Ahmet Çalışır, günün konuşmacısı Neyzen Sadrettin Özçimi'ye kitap ve katılım belgesi takdim etti.

Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber grubumuza katılabilirsiniz. Yeni Konya WhatsApp haber kanalımız için tıklayınız!

Yorum Yap

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan yenikonya.com.tr hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Bu habere henüz yorum yapılmadı. İlk yorumu siz yapın!
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. yenikonya.com.tr'ye yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
BENZER HABERLER