İnsandaki Ulvi Dereceler

Allah Teala:”Allah katında en üstün olanınız en çok takva üzerinde bulunanınızdır.”(Hucurat 49/3) buyurmuştur.
 T akva, bütün iyilikleri ve faziletleri kendisinde toplayan bir haslettir. Takvanın hakikati, Allah'a itaat ederek azabından sakınmaktır.”Falan kalkanı ile korundu.”dedikleri zaman bu manayı kastederler. Takvanın aslı önce şirkten, sonra kötü ve günah olan fiillerden, daha sonra günah olması ihtimali olan amellerden sakınmak, en son olarak da fuzuli ve lüzumsuz şeyleri terk etmektir. Hz. Ali radıyallahu anh:”Dünyada insanların efendisi cömert olanlar, ahirette insanların efendisi takva sahibi bulunanlardır.”buyurmuştur.
   Takva ilim ve amelle elde edilir. Nitekim dini cahilce yaşamak, bilgili bir şekilde yaşamaktan farklı olacaktır.”De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?(Zümer 9)”Biz insanlar tanıştığımız bir kimseyle konuşa konuşa samimiyet elde ederiz. Sonuçta ortaya koyu bir muhabbet çıkar. Allah Teala'yı da ancak okuyarak, araştırarak yani ilimle daha çok severiz,ondan daha çok korkarız. Bunun sonucunda da amel sahibi oluruz. Şöyle buyrulduğu gibi:”…Allah'tan ancak hakkıyla alimler korkar.”(Fatır 28)Allah Teala alim ve muttakileri Kur'an-ı Kerim'de muhtelif yerlerde zikretmiştir. Fakat şu noktaya da değinmek gerekir. Kişi ilmiyle amil olmadıkça asla alim ve takva sahibi olamaz. Zira takvasız ilimde şeref olsaydı yaratılanların içinde en hayırlı kimse şeytan olurdu. Bilindiği üzere İblis meleklerin bile hocasıydı. Fakat bildiği bir şeye itaat etmemesi onu zillete sürükledi. Hem öyle değil midir ki öğrenip amel etmemek kendini kandırmaya çalışmaktır ve faydasızdır. Çocuk dersine çok çalışmış olsa sınav zamanı gelince de bildiklerini kağıdına yansıtmazsa ona hangi öğretmen iyi bir not verir, kim onun çalışkan olduğuna inanır. Binaenaleyh Mümini Mümin yapan, Allah katında değerli kılan şu özelliklerdir; İlim,amel ve ihlas bu da biiznillah takvaya, muttakiliğe götürür. Muttaki kimse alimdir bu sebeple peygamber varislerindendir. Şüphesiz Rasul-i Ekrem bir hadisinde şöyle buyurmuştur:”Alimler peygamberlerin varisleridir.(Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace) Bilindiği üzere peygamberler mal,mülk bırakmazlar. Peygamber aleyhisselam bize ilmi, takva sahiplerini bırakmıştır. İşte kurtuluş buradadır, Peygamber'in bıraktığına sımsıkı sarılmaktır. Her işin bir erbabı vardır.Şu zamanda dinin erbabı alim, abid takva sahibi kimselerdir.
İlim bir ummandır. Derler ki:”İlmin başı soğandan acı, sonu ise baldan tatlıdır.”Fakat şuna inanıyorum, bu yola giren kimseye Allah yolunda çektiği meşakkat baldan daha tatlı gelir. Bu din ilimle kaim olmuştur. Zira devir devir gelen alimler, ilimlerini talebelerine aktarmasaydı başıboş yaşanır gidilirdi.
 Hep meşhur olarak bildiğimiz, gerçekten kendilerine itibar edilen kimselere baktığımızda onları değerli kılan özelliklerinin ilim olduğunu, takva olduğunu görürüz. Eğer şu an dünyanın birçok yerindeki türbelere, kabirlere farklı ırklardan, farklı ülkelerden kimseler geliyorsa onların dillere destan olan sevdaları sebebiyle geliyorlar. Zaten gerçek alim, takva sahibi olmayan kimselerin isimlerinin çağlar boyu taşınmadığını ve bilinse bile muhabbetle anılmadığını görüyoruz.
 Mesele ilim, amel ve takvadır. İlim amele, amel de takvaya götürmelidir. İz bırakmak, güzel yad edilmek bu vesileyle olur. Kişiyi rezil edecek konu cahilliğidir. Bunun aksine onu üstün tutacak konu ise onun ilmi ve takvasıdır. Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları