Asım’ın Neslini Yetiştirmek İçin Mücadele Etmiş Bir Güzel İnsan, Mehmet Akif Ersoy -2-

Mehmet Akif Ersoy, Mayıs 1920’den sonra kurtuluş hareketine fiilen katılır. Ekim 1920’de Üsküdar Parkı’nda yol arka-dışlarıyla buluşur, Alemdağ’ı yoluyla Karadeniz’e, oradan İnebolu’ya ulaşır. Sonra da Ankara’ya geçer. Mücadelesini Ankara ve çevresinde sürdüren Mehmet Akif in, 19 Ekim’de Kastamonu Nasrullah Camiinden verdiği vaaz, Kurtuluş Savaşı’nın desteklenmesi bakımından önemlidir. Mehmet Akif burada, Devlet-i Aliye’nin düştüğü kötü durumu, Sevr Antlaşması’nı kabul etmenin Türk Milletini esarete mahkûm edeceğini bütün açıklığıyla anlatır. Bu konuşma, o sırada Ankara’da basılmakta olan Sebilureşad dergisinde çıkar. Bu konuşmanın, halkın büyük bir şevkle Milli Mücadele’ye katılmasında önemli rolü olmuştur. Her zaman Zalime karşı durmuş, mazlumdan yana olmuştur. Bu husustaki Şiir’inden bir bölüm şöyledir:
 
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; 
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. 
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ... 
Boğamazsın ki! 
Hiç olmazsa yanımdan kovarım. 
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; 
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. 
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; 
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! 
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? 
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! 
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, 
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! 
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım. 
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! 
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... 
 
Mehmet Akif, 25 Aralık 1920’de Burdur Mebusu sıfatıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçilir. Aynı yılın sonunda Maarif Vekâleti bir milli marşın yazılması için ülke çapında yarışma açar. Yarışmada istenildiği gibi bir şiir bulunamayınca süre uzatılır. O sırada Maarif Vekili olan Hamdullah Suphi, özel bir yazı ile Mehmet Akif Ersoy’un Şiir yazması ricasında bulunur. 12 Mart 1921 ’de Türkiye Büyük Büyük Millet Meclisi’nde, İstiklâl Marşı, bütün milletvekillerinin oyu ile birinci seçilir ve Milli Marş metni olarak kabul edilir. Mehmet Akif, Milli Marş için önceden teklif edilmiş olan, o zamanlar için oldukça önemli bir meblağ sayılan 500 lirayı da almaz ve orduya hediye eder.
     Mehmet Akif Ersoy, Bazı yanlışları somut olarak gördüğü için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde muhalefet grubu içerisinde yer alır. Bu sebeple de Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yeniden kurulan İkinci Meclis’e katılmamıştır.  İstiklal Marşımızı yazan büyük şahsiyetin peşine, sonraki yıllarda ajanlar takılmış, gidip geldiği yerler takibe alınarak baskılar uygulanmıştır. Takriri Sükûn kanunu ile birlikte keyfi uygulamalar artmıştır. Sonucun da Vatanına, Milletine, Mukaddesatına hizmet edenlere hapis ve idam cezalarının artması ve kendisine yönelikte benzer tezgâhların kurulacağını anladığı bir dönemde,  Mısır’a gitmek zorunda kalır. 1926 yılından itibaren sürekli olarak Mısır’a yerleşir.  Kahire Üniversitesi’nde Türk Edebiyatı dersleri vermekte, şehrin uzak bir banliyö köyü olan Hilvan’da kalmaktadır. Bir taraftan da, Diyanet İşleri Riyaseti tarafından kendisine verilmiş olan Kur’ân-ı Kerim tercümesi ile uğraşmaktadır.
     Üstad Mehmet Akif Ersoy, 1935 yılında, sıtmaya yakalanır. Hastalığı gittikçe ağırlaşır, siroza dönüşür. Hastalığının geç farkına varıldığından, vatan topraklarından uzakta ölmek korkusuyla İstanbul’a gelir. İstanbul’da Prens Halim Beyin çiftliğinde ve Nişantaşı Sıhhat Yurdu’nda bir müddet tedavi altına alınır. Artık, oldukça ilerlemiş siroz’un önüne geçmenin imkânı yoktur.27 Aralık 1936’da, ikâmet ettiği Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanında vefat etmiştir. Cenazesinin sessiz sedasız çok az kişi ile defnedileceğini gören insanımız, özellikle gençler organize olarak büyük ilgi göstermişlerdir. Çok büyük bir kalabalık cenazesine katılmış ve Edirnekapı Şehitliği’ne defnedilmiştir.
    Rabbimiz, Üstad Merhum Mehmet Akif Ersoy’a Rahmet eylesin. Mekânı Cennet olsun. Özlediği Asım’ın nesli siz gençleri gönülden tebrik eder, hayırlı, güzel, uzun ömürlerle birlikte, Allah (c.c.)’ın Rızasına uygun bir hayatı yaşamanızı gönülden dilerim. Rabbimiz, sayılarınızı artırsın, başarılarınızı daim eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları