E-gazete
Müslümanlar, bu geceyi en iyi şekilde değerlendirmek amacıyla çeşitli ibadetler yaparlar. Peygamber Efendimiz'den rivayet edilen bir hadiste,
"Allah, rahmetiyle Şaban ayının on beşinci gecesi dünya semasına tecelli eder ve Kelb Kabilesi'nin koyunlarının kılları adedince kişiyi bağışlar” buyrulmuştur (Tirmizî, İbn Mâce).
Başka bir rivayette ise Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Şaban'ın ortasında gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim yok mu benden rızık isteyen, ona rızık vereyim yok mu bir musibete uğrayan, ona âfiyet vereyim!' der.” (İbn Mâce, "İkâmetü's-Salât”).
Bazı âlimler, kıblenin Mescid-i Aksa'dan Kâbe'ye çevrilmesinin bu gecede gerçekleştiğini söylemektedir. Ayrıca, Kur'an-ı Kerim'in tamamının Berat Gecesi'nde Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına indiği ve Kadir Gecesi'nde ise peyderpey inmeye başladığı yönünde bir inanış da mevcuttur.
Bu rivayetlerden yola çıkan âlimler, Müslümanların Berat Gecesi'ni gündüzünü oruçla, geceyi ise namaz ve Kur'an okuyarak geçirmelerinin uygun olacağını belirtmişlerdir. Ancak, geceye özel yeni ibadet türleri ihdas etmenin ve bunları gelenekselleştirmenin caiz olmadığını ifade etmişlerdir. Zira, Berat Gecesi ile ilgili Peygamber Efendimiz'den nakledilen rivayetlerin zayıf olduğu da âlimler tarafından kaydedilmiştir.