Guterres, "Filistin Sorunu da Dahil Orta Doğu'daki Durum” başlığı altında toplanan BM Güvenlik Konseyinde konuştu.
"İsrail-Filistin çatışmasının en karanlık dönemlerinden biriyle karşı karşıyayız.” diyen Guterres, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten sonra düzenlediği saldırıların, işgal altındaki Filistin topraklarında şiddeti, bölgesel ve küresel barış ile güvenliğe yönelik ciddi tehditlerle daha da derinleştirdiğini söyledi.
Guterres, İsrail'in Gazze kentinde yoğunlaşan saldırılarının, zaten felaket boyutunda olan insani krizi daha da kötüleştirdiğine işaret ederek, "Sayısız Filistinli sivil ve kalan rehineler, amansız bombardıman altında mahsur kalıyor, yiyecek, su, elektrik ve ilaçtan mahrum bırakılıyor.” diye konuştu.
Gazze'deki durumu "Ahlaki ve yasal olarak savunulamaz." olarak nitelendirmenin insani acının boyutunu anlatmaya yetmediğini vurgulayan Guterres, "BM kararları görmezden gelinmeye devam ediliyor. Uluslararası insancıl hukuk ihlal ediliyor. Cezasızlık hüküm sürüyor ve kolektif güvenilirliğimiz zedeleniyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail'in Katar'a yönelik saldırısına eleştiri
Genel Sekreter, İsrail şiddetinin, Gazze'den işgal altındaki Batı Şeria'ya ve ötesine, bölgedeki birçok ülkeye ve en son Katar'a kadar yayıldığının altını çizdi.
Katar'ın, Mısır ve ABD öncülüğünde ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması anlaşması sağlama çabalarının, 9 Eylül'de ciddi darbe aldığını belirten Guterres, "İsrail saldırısı, yalnızca Katar'ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmekle kalmadı, aynı zamanda diplomasi ve çatışma çözümü için güvendiğimiz norm ve mekanizmaları da tehdit etti.” dedi.
Guterres, işgal altındaki Batı Şeria'da devam eden Filistinlilerin topraklarının gasbedilmesi, fiili ilhak ve zorla yerinden etmelerin iki devletli çözümün uygulanabilirliğini giderek azalttığına işaret etti.
İsrail'in "E1" denilen bölgede yerleşim yeri inşasına son onayının özellikle endişe verici olduğu, uygulanması halinde işgal altındaki Batı Şeria'yı böleceği ve Filistin Devleti'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldıracağı uyarısında bulunan Guterres, "İsrail'in yerleşim yerleri yalnızca siyasi bir mesele değil, aynı zamanda uluslararası hukukun açık bir ihlalidir.” vurgusunu yaptı.
"Sahadaki tehlikeli eğilimleri acilen tersine çevirmeliyiz”
Öte yandan, Filistin yönetiminin varoluşsal bir krizle karşı karşıya olduğuna değinen Guterres, İsrail'in mali, siyasi ve kurumsal baskılarının, yönetimin işleyiş kabiliyetini baltaladığını aktardı.
Guterres, "İsrail'in gelirleri alıkoyması, Filistin ekonomisinin daralması ve bağışçı yardımlarındaki keskin düşüş, Filistin yönetiminin maaşları ödeyemez veya temel hizmetleri sağlayamaz hale gelmesine neden oldu.” diye konuştu.
Filistin yönetimini istikrara kavuşturmak ve barış ortağı olarak varlığını sürdürebilmesi için acil uluslararası desteğe ihtiyaç duyulduğuna dikkati çeken Guterres, iki devletli çözüm ve Filistin Devleti'nin tanınması konusunda birçok ülkenin destek vermesinden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.
Guterres, Gazze'deki durumun uluslararası hukuka dayanması, her türlü etnik temizliğin reddedilmesi ve uygulanabilir bir iki devletli çözüme doğru net siyasi ufka sahip olunması gerektiğini söyledi.
"Sahadaki tehlikeli eğilimleri acilen tersine çevirmeliyiz.” diyen Guterres, İsrail'in yerleşim faaliyetlerini derhal durdurması ve işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yasa dışı varlığına son vermesi de dahil Uluslararası Adalet Divanının çağrılarına kulak verilmesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak: AA