Halk arasında pastırma yazı ya da pastırma sıcakları olarak bilinen döneme neden bu ad verilmiş? Ekim ayının sonu ile Kasım ayının ilk yarısını kapsayan bu süreçte hava sıcaklıkları gündüzleri 15–25 derece arasında seyrederken, geceleri sıfırın biraz üzerinde kalıyor.

Orta Anadolu'da Eylül ayıyla birlikte havalar serinlemeye, Ekim ayında ise montlar giyilmeye başlanıyor. Ancak Ekim-Kasım aylarında birkaç haftalığına yaşanan bu ılıman hava, "pastırma sıcakları” olarak biliniyor. Uzmanlara göre bu dönemde gündüz ve gece sıcaklık farklarının azalması, hem doğa hem de insan yaşamı için özel bir denge oluşturuyor.

Sadece hava olayı değil bereket ve hazırlık mevsimi olarak görülüyor
Meteorolojik açıdan bu süreç, kısa süreli sıcak hava dalgalarının etkili olduğu geçici bir dönem olarak tanımlanıyor. Ancak halk arasında pastırma yazı, sadece hava olayı değil; bereket ve hazırlık mevsimi olarak görülüyor. Bu dönemde insanlar yazdan kalan ürünleri topluyor, kışa hazırlık yapıyor.

Hun Türkleri tarafından yayılmış
Pastırmanın tarihine bakıldığında, ilk olarak Hun Türkleri tarafından yapıldığı ve dünyaya bu şekilde yayıldığı biliniyor. Türkler Anadolu'ya geldiklerinde de bu geleneği sürdürmüş, özellikle Kayseri'de pastırma üretimi bir kültür hâline gelmiş.

Pastırmanın olgunlaştığı en lezzetli dönem
Eskiden buzdolabı veya derin dondurucu olmadığından, insanlar etlerini kurutarak saklama yöntemine başvurmuştu. Pastırmanın en iyi şekilde olgunlaştığı dönem ise Ekim ayının ikinci yarısı ile Kasım ayının ilk yarısı arasında yaşanıyor. Uzmanlara göre bu dönemdeki sıcaklık dengesi, pastırmanın lezzetini belirleyen en önemli etken. Pastırma için elverişli hava şartlarına haiz olduğundan bu döneme Pastırma Yazı adı verilmiş.

Her yıl aynı şekilde yaşanmasa da, pastırma yazı Anadolu insanı için sadece kısa bir sıcaklık dönemi değil; aynı zamanda kış öncesi hazırlıklar için son fırsat.
Kaynak: Haber Merkezi