“CÖMERTLİK TOPRAĞA VERİLMİŞ HÂKK’TAN,”

 

 

Allah'ın toprağa verdiği cömertliği unutalı, topraktan uzaklaşalı, mutluluğu da unuttuk.

1927'de nüfusumuzun % 30'u şehirlerdeydi. Şimdilerde % 30'u köylerde yaşar hale geldi.

1927'den buyana İstanbul'un nüfusu 22 kat, İzmir'in 10 kat, Konya'nın 5 kat artmıştır.

Köyden şehre göç, sel misali toplumsal ve ekonomik yapımızda büyük tahribat yapmıştır.

Birbirini tanıyan, seven, yardımlaşan ve denetleyen insanlar yerini, birbirine yabancı ve denetimsiz, komşusunun öldüğünü ancak kokunca anlayabilen çıkarcı ve ferdiyetçi insan tipine bırakmıştır.

Kentleşme ile sosyal kontrol bitmiş, ailelerin çocuklar üzerindeki tesiri azalmış, hırsızlık, gasp, zina, uyuşturucu ticareti v.b. suçlar çoğalmış, organize suç örgütleri toplumsal yapıyı tehdit eder hale gelmiştir.

Son dönemde yaşadığımız gıda fiyatlarındaki artışın ana nedeni de, köyden şehre göçtür.

Şehre göçen köylünün toprağı boş kalmış, şehirdeki verimli araziler de betonlaştırılmıştır.

Şehrin konforu ve rahatlık insanımızı tembelliğe itmiştir. Üretme çabası kazanç, tembellikle gelen obezite ve sağlık sorunlarını ve harcamalarını beraberinde getirmiştir.

Halen köyde yaşayanlar bile sütü ve yumurtayı marketten alacak kadar üretmeyi unutmuştur.

Nitekim, gıda sektörü tekelleşti. Zincir marketler alternatifsiz hale geldi. Aralarında anlaşarak tek fiyat belirleyici oldular ve dev sermayeler elde ettiler.

Yörede üretilmeyen ürüne bir de nakliye masrafı binince fiyat artışları kaçınılmaz hale geldi.

Eskiden Çengelköy salatalığı meşhurdu ve İstanbul'un ihtiyacını karşılardı. Antalya'dan salatalık beklemek, ürün maliyeti kadar nakliye maliyetine de katlanmak zorunda kalmak demektir.

Acilen kentten köye doğru göç özendirilmeli, herkesin arazisine sahip çıkması sağlanmalıdır. Böylece boş araziler yeniden ekilecek, üretim artacaktır. Tarımda kimyasal gübreler yerine doğal gübreler kullanılmalıdır. Yüksek maliyetli besi hayvancılığından vazgeçilmeli, daha ucuz ve sağlıklı olan mera hayvancığına geçilmelidir. Bunlar, uzun vadeli politikaların uygulanmasını gerektirir diyebilirsiniz. Doğru.

Pratik, kolay ve keyifli çözümler var:

Küçücük bir bahçen mi var? Tohumu toprakla buluştur.

Apartmanın tepesinde misin? Olsun. Çanak, toprak ve tohum var mı? Ek kardeşim.

İnternette şöyle bir gezinin. Balkonu bahçe yapan ne güzel çözümler var. (https://www.youtube.com/watch?v=45dKcHmYBQI)

Çözüm; mümkün mertebe markete bağımlı olmamaktan yörede, bahçede, bağda, ailede, evde, apartmanda yetiştirmekten geçiyor.

Geleceğin en stratejik ihtiyacı su ve gıdadır. Yakın gelecekte su ve gıdaya sahip olan ülkeler, dünya siyasetinde atom bombasına sahip olan ülkelerden daha etkili olacaklardır.

Veysel ne güzel söylemiş:

"Dileğin var ise iste Allah'tan,

Almak için uzak gitme topraktan,

Cömertlik toprağa verilmiş Hâkk'tan,

Benim sadık yârim kara topraktır.”

Toprağınız verimli, çabanız bereketli olsun…


Yazarın Diğer Yazıları