CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu; "Atatürk demenin içinden gelmediğini, Gazi Mustafa Kemal demeyi tercih ettiğini, Mustafa Kemal'in askeriyiz ifadesinin yanlış olduğunu” söyleyince CHP'liler; ayağa kalktı. Vay, sen misin bunu diyen?
Canan Hanım "Atatürk” değil de "Mustafa Kemal” diyemez mi? Bu ne tahammülsüzlük?
Kadın "PKK'yı severken, DHKP-C'li cenazesine katılırken, Ermeni Soykırımı var” derken sesi çıkmayanlar, şimdi koro halinde Kaftancıoğlu'na saldırıyorlar.
CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu bu göreve gökten zembille inmedi.
Kim getirdi? Tabii ki Kılıçdaroğlu.
Kılıçdaroğlu kimlere kucak açmadı ki?
"Hayatta "Şehitler ölmez, vatan bölünmez” söyleminden tiksindiğim kadar hiçbir laftan tiksinmedim,”, "Bugün Suriye'ye savaş açsak banko Esad'ı tutarım” diyen Sera Kadıgil ve bu gibi söylem ve eylemlerde bulunan daha onlarcası CHP milletvekili.
Sorunun kaynağı CHP tarikatının şeyhi Kılıçdaroğlu.
Bu tarikatın temel kuralları vardır: "Kurucusu Mustafa Kemal'e tek laf etmek, hele tenkit etmek yasaktır. O'nu sevmek, O'nun ilkelerini, devrimlerini savunmak zorunluluktur. Müritler, şeyh karşısında meyyit (ölü) gibi olmak zorundadır. Aksi halde aforoz edilirler. Nutuk sanki –haşa- Kur'an'dır. En doğrusunu kurucu şeyh bilir.
Bu tarikatın müritleri tarafından, "aradan geçen seksen küsur yılda dünya değişti, yeni ihtiyaçlar doğdu, yeni çözümler üretmek gerekir” lafları bile dolaylı olarak devrimlere karşı çıkmak olarak algılanır.
Tek kişiye kayıtsız şartsız itaat etmenin nasıl akıl tutulmasına yol açtığını, meclisi bombalayanlarla yaşamadık mı?
"Yanmaz kefen satan”, Allah'ın insanda tecelli edeceğini (insan kılığında görüneceğini) söyleyen” din bezirgânları hala varlıklarını sürdürmüyorlar mı? Türkiye maalesef din adına kendine itaat edenleri ekonomik, siyasi, itibari ve cinsel yönden sömüren sapık tarikatlarla dolu.
Kim ki; kayıtsız şartsız bir kişiye bağlanır, onu tabulaştırır, onun hatasız olduğunu kabul ederse; kendisi hüsrana uğradığı gibi, peşinden sürüklediklerini de hüsrana uğratır.
Allah, A'râf Suresi 38. Ayette "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları ile birlikte ateşe girin.” Her topluluk (arkasından gidip sapıklığa düştüğü) yoldaşına lânet eder. Nihayet hepsi orada toplandığı zaman peşlerinden gidenler, kendilerine öncülük edenler için, "Ey Rabbimiz! Şunlar bizi saptırdılar. Onlara bir kat daha ateş azabı ver” derler. Allah, der ki: "Her biriniz için bir kat daha fazla azap vardır. Fakat bilmiyorsunuz.” Buyurmaktadır.
Bırakın Canan Kaftancıoğlu "Atatürk demesin. Gazi Mustafa Kemal” desin. Kendi partililerinin söylemlerine tahammül edemeyenler, başka fikir ve görüşlere tahammül edebilirler mi?
Atatürk'ü tabulaştıranların, şeyhini kutsayan müritlerden ne farkı var?
Bağnazın sağcısı solcusu olur mu?
Neden Atatürk'ü Koruma Kanunu var? Hatası olmayanın korunmaya ihtiyacı olur mu?
Bırakın Mustafa Kemal'i konuşalım. Hatasıyla sevabıyla…
