AYASOFYA’YI AÇMAK VE BAĞIMSIZ OLMAK

"Ayasofya meselesi” son günlerin en önde gelen gündemlerinden.

Ayasofya'nın geçmişine kısaca bir göz atmakta fayda var.

Ayasofya Bizans İmparatoru Justinianos (527-565) tarafından kilise olarak inşa ettirildi. Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u fethedince 1453'te camiye çevrildi. 500 yıl boyunca cami olarak hizmet verdi. 1934'te Mustafa Kemal'in kararıyla müzeye çevrildi.

TRT Diyanet TV'nin yaptığı Ramazan ayı boyunca Ayasofya'dan "Bereket Vakti Ayasofya” adlı bir sahur programı ve her gün Ayasofya'dan yapılacak "Kur'an tilaveti" Yunanistan'ı rahatsız etti.

Tarihçi Murat Bardakçı, "Ayasofya'nın kılıç hakkı İstanbul'un fethinin sembolü olduğunu, acil olarak müze olmaktan çıkarılıp cami olarak ibadete açılması gerektiğini” söylemektedir.

İspanya Endülüs'ü yıkınca "Kurtuba Camii'ni kilise yaptı.

Buna ses çıkaran yok. Kılıç hakkı İstanbul'un fethinin sembolü olan Ayasofya hala müze…

Filistin'i işgal eden İsrail "Mescid-i Aksa” hatta tüm "Kudüs” için hak iddiasında bulunuyor.

Buna ses çıkaran yok. Ayasofya hala müze…

Osmanlı'nın hakim olduğu Balkan ülkelerinde yüzlerce cami yıkıldı. Yüzlercesi kiliseye çevrildi.

Buna ses çıkaran yok. Ama Ayasofya hala müze…

Yunanistan başkentinde yıllardır cami yapılmasına izin vermiyor. Batı Trakya Türklerinin dini özgürlüklerini kısıtlıyor.

Buna ses çıkaran yok. Ama Ayasofya hala müze… Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

Sahi biz "Kurtuluş Savaşı”nı kazanmadık mı? Mağlup mu olduk yoksa?

Burnumuzun dibindeki adalar Yunanistan'a ait. İyi yüzme bilen birisi biraz açılsa, Yunanistan karasularına girer.

Vatanımız içerisinde bulunan 500 yıl boyunca cami olarak hizmet veren Ayasofya'nın cami olarak kullanılmasına karar vermeyeceksek bu nasıl bir bağımsızlık?

Yoksa kapalı kapılar ardında "Ayasofya'nın cami olarak hizmet vermeyeceği, müze yapılacağı” taahhüt mü edildi?

Beraberinde "…gökten indiği sanılan kitapların dogmaları ile asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.” Sözlerinin gereğini yapma, "Kur'an ve hükümlerini toplum hayatından çıkarma, hatta Kur'an okumayı yasaklama” sözleri mi verildi?

Verilmediyse, vatan toprağımız içindeki bir yer hakkında neden istediğimiz kararı alamıyoruz?

Ayasofya'nın cami olarak kullanılması gündeme geldiğinde neden yer yerinden oynuyor?

Bu; "bağımsız ve hükümran bir devlet olmak” gerçeğiyle çelişmez mi?

İktidar; laf üretmemeli, sonuç almalıdır. Ayasofya'yı cami olarak kullanıma açmalı, "Türkiye'nin tam bağımsız bir devlet” olduğunu göstermelidir.

Bu; Tüm Türkiye'nin ve –içimizdeki Rumlar ve Rumlaşmış olanlar hariç- Ak Parti'ye oy veren milyonlarca insanın talebidir.

Bekliyoruz…


Yazarın Diğer Yazıları