LAİKLERİN HEZEYANLARI

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Adli yıl açılışında dua etmesi, Cumhurbaşkanı ve Yargıtay Başkanı ile birlikte fotoğraf vermesi laikleri çıldırttı.

"Atatürk ilke ve inkılapları ayaklar altına alındı, laiklik elden gitti, şeriat devleti geldi, yargı tarafsızlığını kaybetti…” gibi hezeyanları arkası arkasına sıraladılar.

Şimdi (güya savundukları) M.Kemal'den iki örnek verelim:

"Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir.” (M. Kemal'in Balıkesir Zağnos Paşa Camii'nde irat ettiği hutbeden bir bölüm)

"Hacı Bayram-ı Veli Camii'nde Cuma Namazı kılındı. Namazdan sonra tekbirlerle Meclis'e gelindi. Hacı Bayram Veli'nin üzerinde ayetler yazan sancağı ve Sinop Mebusu Hoca Abdullah Efendi'nin taşıdığı rahledeki Kur'an-ı Kerim ile meclise gelindi. Sinop mebusu Şerif (Avkan) Bey kürsüye gelerek, "... Milletimizin dahili ve harici istiklal-i tam dahilinde mukadderatını bizzat üstlendiğini ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilân ederek Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum" diyerek meclisi açtı.” (Tarihçi yazar Erhan Afyoncu)

Ey cahil laikler! Bunlara ne diyeceksiniz?

Ya siz Atatürkçü değilsiniz, ya da Atatürk takiye yaptı?

Sizin sorununuz şu: İslam ile ilgili hiçbir şeye tahammül edemiyorsunuz.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Adli yıl açılışında dua etmesini laikliğe aykırı buluyor, bu bahane ile İslam'a saldırıyorsunuz.

Amerika veya Avrupa parlamentolarında İncil'e el basarak yemin edilmesini laikliğe aykırı bulmuyor, onlara ses çıkarmıyorsunuz. Hristiyan Âlemi'nde Papa'nın olması laikliğe aykırı değil, ama İslam Âlemi'nin Halifesi olması laikliğe aykırı öyle mi?

Laikliğin, din ve inanç özgürlüğü olduğunu savunduğunuz halde, inananların başörtü hürriyetini ihlal ettiğinizi, ihlalden de öte insanlara zulüm yaptığınızı hep birlikte gördük, yaşadık.

Önder İmam Hatipliler Derneği'nin Kurultayı'nda Sayın Ali Erbaş'ın da isabetle belirttiği gibi, "İnanç, sokakta olmasın, mahallede olmasın, şehirde olmasın ve insanın içinde olsun, insan ile Allah arasında olsun, evine ve ticaretine, siyasetine, adaletine yansımasın” istiyorsunuz.

Ali Erbaş'ın açıklamalarına ateş püskürüyorsunuz, ama dini toplum hayatından çıkarınca savunduğunuz ibneler, eşcinseller, madde bağımlıları, alkolikler, hırsızlar, dolandırıcılar (v.s.) oluşuyor.

Sonra da bu suçlar ve suçlular nasıl oluştu diye hayret ediyorsunuz?

Yani laikliği kalkan olarak kullanıp, dini toplum hayatından çıkarmaya çalışıyorsunuz. Zinanıza, içkinize, yaşadığınız süfli hayata kimse karışmasın istiyorsunuz.

"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir." (Maide Suresi 44. Ayet)

"Sakın Allah'ı, senin davetini engelleyen, sana ve mü'minlere baskı ve işkence yapan, Allah'ın dinine mânî olan zâlimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Allah onların cezalarını, korkudan gözlerin belereceği bir güne erteliyor.” (İbrahim Suresi 42. Ayet)

Merak etmeyin. Korkudan gözlerin belereceği hesap gününde doğru da yanlış da ortaya çıkacaktır…

Yazarın Diğer Yazıları