SAPIKLARI KORUYAN KANUN

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Hacı Bayram Camii'ndeki Cuma hutbesinde "Ey insanlar! Canımıza, aklımıza, inancımıza, malımıza ve neslimize zarar veren şeylerden uzak duralım.

İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, Eşcinselliği lanetliyor. Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir, bunun hikmeti. Yılda yüzbinlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın islamî literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu Hiv virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim." Dedi.

Bunun üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, DİB Prof. Dr. Ali Erbaş hakkında, "LGBT'lilere yönelik nefret söyleminde bulunduğu” iddiasıyla şikâyette bulundu ve görevden alınmasını istedi.

Ankara ve İzmir Baroları da aynı yönde basın bildirileri yayınladılar.

Peki, Nedir bu LGBT? Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti kelimelerinin baş harflerinin kısaltması.

Olayın aslı şudur:

AİHM 18984/02 no ve 22.07.2010 ile "sürekli de facto eşcinsel birlikteliklerinin aynı durumdaki heteroseksüel ilişkiler gibi aile hayatı kapsamına girdiği”ne karar vermiştir.

Türkiye 2012'de İstanbul Sözleşmesini imzalamıştır. Bu sözleşme daha çok kadına şiddeti önleme adıyla öne çıksa da aynı zamanda "Devletler her tür cinsel yönelimi yasal güvence altına alır” hükmü ile LGBT kadınların (lezbiyen, biseksüel ve trans, interseks, queer gibi ) cinsel kimliklerini ve yönelimlerini tanıdı ve her tür şiddete karşı güvence altına aldı. Yani devlet, bu sapıkları kanunla korumaktadır.

Bu durumda Diyanet İşleri Başkanı; Allah'ın zina ve eşcinsellikle ilgili ayetini tebliğ edince eşcinselleri koruyan İstanbul Sözleşmesi'ne göre "LGBT'lilere yönelik nefret söyleminde bulunmuş” oluyor.

İnsan Hakları Derneği'nin, Ankara ve İzmir Baroları'nın LGBT'lilere destek olması onların fıtratlarının gereğidir. Destek verenlerin, destek verilenlerin anlayışında olduğuna da şüphe yok.

Ama asıl üzerinde durulması gereken, İstanbul Sözleşmesi Ak Parti hükümetleri zamanında imzalandı. Toplum üzerindeki tahribatı ve kaldırılması üzerine yüzlerce, belki binlerce yazı yazıldı.

Hükümet, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılması için hiçbir adım atmadı.

Bu toplum Ak Partiye karakaşı kara gözü hatırına oy vermedi. Hizmetleriniz oldu, ancak bu toplum İslam Dinine bağlı, en azından saygılı olduğunuza, saygısızlık edenlere karşı dik durduğunuza inandığı için iktidarda tuttu.

Ama eğer bu terbiyesiz sapık güruh, Diyanet İşleri Başkanı Allah'ın zina ve eşcinsellikle ilgili ayetini tebliğ etti diye suç duyurusunda bulunuyor, tırnağının tutmasını sağlayan da hükümetin imzaladığı İstanbul Sözleşmesi oluyorsa sözün bittiği yerdeyiz.

İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlükten kaldırmazsanız iki cihanda da elimiz yakanızdadır.

Kim olursa olsun, doğruları alkışlamak, yanlışları göstermek/tenkit etmek vicdanı hür her insan ve yazar gibi benim de görevimdir.

Ey İktidar; bu sapıkların günahlarına ortak olmayın!...


Yazarın Diğer Yazıları