BENLİĞİN GÜCÜ DEĞİŞİM

İnsan yaşı ilerledikçe saklı benliğinin gücünü unutuyor. Küçük tahta parçalarını trene benzetebilmek olanaksızlaşıyor. Birkaç bez parçasından bebekleri giydirmek imkansızlaşıyor. Kibrit kutusundan otomobil yapmak önemsizleşiyor.
Hatırlıyorum da çamurdan yaptığım yemek takımlarımla, olmayan ateşte pişirdiğim yemeği öyle lezzetli bir şekilde yerdim ki...
Boş ağzımı şapırdatmakta ayrı keyif verirdi.

Büyüyoruz...
Bir koşturmaca bir telaş başlıyor. Çok bildiğimiz hiçlerin içinde kayboluyor, hep bişeyler arıyoruz. Ama neyi ?
İçindeyken yavaş hissettiğimiz, hızlı akan zaman çok değerli varlıklarımızı da götürüyor. Maalesef farkedemiyoruz. Masum ideallerimizi yitiriyoruz. Çok kritik duygu durumları. Tüm bunları düşünürsek biz KATİLİZ!...
İçimizde yitirdiğimiz tüm heyecanları kaybettiğimiz an da katil olmuşuz demektir.
Ölüm sadece bedenin yok oluşu değil, kalpteki heyecanın, çarpıntının da bitmesi demektir.
Değişimi kabul etmeyip, hayallerinizi kabristana çevirmeyin. Yaşamak için değişmek, değişmek için hayal kurmak gerekir.
Duyguların katili olmadan, gelecek için, geçmişin adımlarından ders alarak ilerlemeliyiz.
Geçmişi öldürmek geleceği şekillendirememek demektir:
Sadece "geçmiş" denileni değil, onunla bütünleşen güzellikleri de öldürüyoruz. Hafızamızın derinliklerinde herşeyi anı tabutuna dolduruyoruz. Birbir sıralanan tabutların içinden çıkardığımız siyah beyaz veya renkli fotoğraf karelerini eve gelen misafirlere gösteriyoruz.

Zaman emrediyor.
Sistem buyuruyor.
Toplum zorluyor " ÖLDÜN SEN! "

Bugün birşey deneyelim
Tüm hayatınızı değil fakat birkaç dakikalığına da olsa ‘değişiklik 'e davet ediyorum sizi.
Küçükken neleri düşlerdiniz?
Küçükken en çok kimi severdiniz ya da neyi? Çok klişe geldi değil mi? Evet biliyorum ama bir düşünüş sadece

"Küçükken"....
İşte gizemli dünyamızı besleyen nükleer santral bu. Saklı benliğin gücü, atomdan bir parça.
İnsanoğluna, yaşama ve üretmede soyut yakıt.
Ateşleyicisi: zamandan bir patlayıcı güç.
Sakın kaybetmeyelim gençlik fantezilerimizi.
Bize para ya da mal getirmezler.
Onlar bizi "birisi" olmaktan kurtarıp "kendimiz" yaparlar. Asla gerçekleşmeyecek olsalar ne çıkar.
Bize ait özel kılıçlardır düşlerimiz, temiz geçmişimiz, çocukluk hayallerimiz...
Şimdi yumun gözlerinizi
Hayalleriniz için binin uçan halınıza , daha kim tutar sizi!.. Rabbimin misal alemi geniştir. İster bir kurban bayramının kırağısına uçun,
İster annenizin sıcak mercimek çorbalı masasına,
İsterseniz arkadaşlarınızla kaçamak heyecanların kıpırtılarına. Ne bileyim, siz nereye gitmek isterseniz işte
Ama binin şu Uçan Halı'ya Nicedir kullanmaktan tozlandı Uçan Halılarımız...
Ha gayret! Irmak düşleyin billur
Dağlar hayalleyin sarp ve asil
Ve geçmişle elele bir gelecek düşleyin.
"Küçükken" kelimesini hafife almayın


Yazarın Diğer Yazıları