Artı Serotonin

Gençlik..

İçerisindeki iken kıymeti bilinemeyen ancak yaş ilerledikçe değeri anlaşılan dönem olarak tasvir edilmiş ve edilmekte olan olgu..

Bu konuya değinirken, özellikle ergenlikten yetişkinliğe geçiş döneminde olan gençlerden bahsetmekteyim. Yaşadığı asrın getirileri içinde boğulduğunu hisseden ve kendi benliğini keşfetmekte zorlanıp, benliğini ele geçiren ‘meta'ya bağımlı gençlerden..

Onlar da haklı..

Bir zaman düşünün. Bu öyle bir zaman ki;

İnsanı ‘homoeconomicus' olarak tanımlayan ve onu bu yönde değerli hissettiren,

Maddeye tâbi olmanın güç getireceğine inanılan,

Mananın târumar edildiği ve neredeyse yok saymaya doğru gittiği,

‘Önce ben, hep ben' demeyi ön plana çıkarıp, egosantrik bir birey ve toplumu önceleyen,

Teknolojinin zihinleri fazlası ile ele geçiren dünyasından bağımlılık oluşturarak çıkamayıp, içinde bulunulan somut dünyada olup bitenden habersiz uyuşmuş beyinlerin, enerjisi ve canlılığı olmayan soluk bakışlı gözler ile etrafa bakan ve bu yönde ümitsiz, amaçsız ve varoluşunu anlamlandıramayan artı serotonin gençliğinin olduğu bir zaman..

Bu zamanda hepimiz yaşamaktayız. Ancak zamanı yaşama ve değerlendirme şekillerimiz izafîdir denilebilir. Özellikle bahsettiğim ergenlik ve yetişkinliğe geçiş dönemindeki gençlerin bu zamanı olgunlukla, başarı ile ve sağlıklı bir şekilde yaşaması gerçekten büyük bir lütuf onlar için..

Çünkü ergenlik dönemi ‘ikinci doğum' olarak nitelendirilmekte. Yani kişinin kendini bulma, keşfetme ve benliğini kurmada yeni bir dönemi olarak belirtilmekte. Böyle bir dönem kendi içerisinde kişiye birçok yönü ile zihinsel, ruhsal ve bedensel değişim oluştururken, değişimin kişiye kolay gelmediği ve başa çıkmada farklı yollara başvurduğu görülmekte.

Bu anlamda içerisinde bulunduğumuz zaman dedik, gençler gelişimsel dönemlerini yukarıda bahsettiğim bu zaman içerisinde yaşamakta.

Çoğu gençteki izlenimlerime dayanarak, büyük bir anlam boşluğu içerisinde ve kaygı içerisinde olan bu gençlik, antidepresanlar kullanmakta ve kendini tatmin etmekte. Artı serotonin gençliği olarak söylememin sebebi ise mutluluk hormonu olan serotonin geri alım inhibitörü olarak bilinen antidepresan türlerinin kullanımının gençlerde yaygın olması. Ve serotonin alımına ek olarak ihtiyaç duyulması.

Gençlik.. Sonradan kıymeti bilinen ve zamanında huzur ile yaşanmadığında belki de geri dönülmek istenen dönem.. Artı serotonin gençliği de bu kategoride denilebilir mi ? Oysa ki ne güzel, ne renkli ve ne mutlu yaşanabilirken, gençler bunu yakalayamamakta.

Zamanın şartlarında mutluluğu maddeden almaya çalışan artı serotonin gençliği için neler yapılabilir? Konusu ise ayrı bir yazı gerektirmekte. Ancak durumu ve olayı çözümlemek için baştan konuyu anlamak ve nedenleri tespit etmek, çözüme ulaşmada önemli bir noktadır. Gençleri antidepresan kullanmaya iten nedenleri de baştan aşağı incelemek, günümüzde zamanın getirdiklerini düşünmek ve bu konuda bilinçli olmak da konuya çözüm bulma açısından bizler için bir görev ve sorumluluk niteliğinde diyebilirim.

Bu konuda bilinçli olmak ve gençlere yol göstermek ümidi ile. Herkese sevgi ve saygılarım ile..

 

 

 

 

 

 


Yazarın Diğer Yazıları