Hüdhüd kuşu bize ne öğretir?

Kur'an-ı Kerim kainat(afak) ve içimizden(enfüs) gelen ayetleri manaya döken modemimizdir.

Kur'an-ı Kerim devrede olmadan bu iki alemden gelen şifreler tam anlamıyla asla çözülemez.

Kur'an-ı Kerim okunurken asıl maksat Kur'an-ı Kerim'in kendisi değil, kainat ve içimizden doğup gelen ilhamlardır, şifrelerdir.

Kısaca; Kur'an-ı Kerim iç ve dış alemi anlama kılavuzumuzdur.

Dolayısıyla Kur'an- Kerim bütünüyle hafızamızda bütün manalarıyla hazır ve nazır olmalıdır.

Eksik dosya ile Windows işletim sisteminin çalışmadığı gibi, modemimiz olan Kur'an-ı Kerim 114 suresi 6236 ayetiyle bütünlüklü bir bakış açısı olmadan faydalı olmaz.

Buna Rabbimiz; "Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bu şekilde davranan birinin dünya hayatındaki cezası ancak rezil rüsvâ olmaktır; kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine itilirler. Allah sizin yapmakta olduğunuzdan habersiz değildir.”(Bakara, 2/85, 86) ikazıyla dikkatimizi çekmektedir.

Bu usule dair açıklamamızdan sonra yazımızın başlığında ifade ettiğimiz konuya geçelim.

Hz. Süleyman (a.s.) hem peygamber hem de bilge kraldı.

Dünyanın belki de gelmiş geçmiş en güçlü hükümdarıydı, zira Allah'ın lütfuyla rüzgara hükmü geçiyor, kuşların dilini biliyor, küçük büyük mahlukat emrine amade idi.

Kur'an-ı Kerim'de anlatılan kudretli hükümdar Hz. Süleyman (a.s.) ile hüdhüd kuşu arasındaki diyalog bize çok kıymetli dersler vermektedir.

Diyaloğu aktaralım ve çıkaracağımız derslere bakalım.

"Süleyman, ordusunun kuşlardan oluşan birliğini denetlerken dedi ki: "Hüdhüd'ü niçin göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı?

Geçerli bir mazeret ortaya koymadığı takdirde, onu şiddetli bir şekilde cezalandıracağım yahut boynunu keseceğim.

(Hüdhüd) çok geçmeden çıkageldi ve dedi ki: "Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim, sana Sebe'den çok önemli bir haber getirdim.

Ben, o yörenin halkını yöneten bir kadınla karşılaştım. Kendisine her şey bolca verilmiş, görkemli bir tahtı var.

(Ne var ki,) "Onu da, halkını da, Allah'ı bırakıp güneşe tapındıklarını gördüm. Anlaşılan, şeytan onlara bu yaptıklarını güzel gösterip kendilerini yoldan çıkarmış. Onlar da bu yüzden doğru yolu bulamıyorlar.

(Şeytanın amacı) onları, göklerde ve yerde gizli bulunan şeyleri meydana çıkaran, (nefislerinin) gerek saklı tuttukları ve gerekse açığa vurdukları tüm duygularını bilen Allah'a secde etmelerini engellemektir.

O Allah ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur, en yüce hükümranlığın, arşın Rabbidir.” Neml, 27/20-26

1. ders: İyi bir idareci; Ekibini işinden en iyi anlayan uzmanlardan kurar.

2. ders: İyi bir idareci; Ekip ehil, uzman kişilerden kurulduktan sonra onları sıkı bir denetim ve disiplinle sevk ve idare eder.

3. ders: İyi bir idareci; Ekibinin sadece uzman oldukları konularda istihdam eder ve alan dışına çıkmalarına müsaade etmez.

4. ders: İyi bir idareci; Denetimlerde eksik ve yanlışını bulursa en ağır bir biçimde cezalandırır.

5. ders: İyi bir idareci; Eksik ve yanlış yapanı cezalandırmasına rağmen kendini düzeltmezse görevden alır, kalemini kırar.

6. ders. İyi bir idareci; Ekibine kendi eksik ve yanlışını ifade edecek düşünce özgürlüğü ve ifade cesaretini verir. Onların haklı tespitlerini ödüllendirir.

7. ders: İyi bir idareci; Ekibin tespit ettiği eksik ve yanlışlıkların çözüm önerileri ile birlikte kendisine sunulmasını ister.

8. ders: İyi bir idareci; Ekibin konuyu epistemiyoloji(bilgi felsefesi) ve ontolojisiyle(varlık felsefesi), yani bütün boyutlarıyla tespiti ve çözümünü sunabilen geçmişe derinlemesine gidebilen(tezekkür), ufka en uzağıyla bakabilen(tefekkür), mazi ve müstakbeli birbirine bağlayan(taakkul) ve bugünde tedbirler öneren(tedebbür) olmasına azami dikkat gösterir.

9. ders: Beşeriyete idarecilik de dahil bütün güzelliklerin Peygamberler vasıtasıyla getirildiğini, Kur'an-ı Kerim'de anlatılan Nübüvvet kıssalarının dünyada kemalat ve medeniyete dair bütün kodları ve kök hücreleri içerdiğini bilmek, anlamak, yorumlamak ve uygulamak.

Maddeler artırılabilir. Okuyucularımız arif olduğundan "arife işaret yeter” ilkesiyle 9 dersle iktifa ediyoruz.

Alet işler el övünür dostlar.

Kem alatla kemalat olmaz.

Bu sebeple 21. Yüzyılın bizim yüzyılımız olmasını istiyor, dünyada ilk beşin içine girmek istiyorsak hüdhüdün en güzel sesiyle kıyamete kadar kulağımızdan gönlümüzün derinliklerine seslendiği nasihatlerini hayatımıza rehber yapalım.

Aksi: Dünya hayatında rezil ve rüsva olmak, ahirette ise azabın en şiddetlisine itilmek.


Yazarın Diğer Yazıları