Erdoğan’ın en büyük icraatı
Elektrikli Otomobiller ve Gerçek Menzilleri
Perdeler Anılar Kapılar
ALLAH’IN; HER ŞEYİ GÖRÜP GÖZETLEDİĞİNİ BİLEN KÖTÜLÜK YAPAMAZ
İSLAM TOPLUMUNUN TEMEL AYRIŞMA NOKTALARINDA BİRLEŞTİRİCİ BİR ŞAHSİYET HASAN el-BENNÂ
DEVLET, ASLA CHP’YE TESLİM EDİLEMEZ
Bir Fes, Bize Neyi Hatırlatır?
TÜRKİYEMİZİ İŞGAL ETMEK İSTEYEN HAİNLERE 15 TEMMUZ’U HATIRLATIRIZ
Ülkeyi soyanlar rahatsız
Haziran ayı enflasyon rakamları faiz indirimlerine alan açtı
DOĞRU
“Verilen emri” Yerine Getirmek
BASIN DİLİ
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
"Oku!” denildi insana ilk önce, hem de iki kez "oku!”
"Yaz” denildi üçüncüsünde kaleme yemin edilerek…
Kâinatı oku, kendini oku ve yazarak okumanı gözden geçir.
Okuduğunu yaz, yazdığını yaşa, yeniden oku, yeniden yaz.
Bu serüvende ihtiyaç olursa da; arada zorunda kalırsan konuş!
Okumak üretimdir, yazmak üreticiliktir, yaşamak üretimdir, konuşmak tüketim.
İnsan bir bal arısı gibi; kâinattan, insanlardan ve kitaplardan derlediği nektarları bal yapmak için kovanına sık sık çekilmeli.
İnsanın nektar için kâinat, insanlar ve kitaplardan derlemek için ayırdığı vakit %49'u geçmemeli.
Başka bir ifade ile toplanan nektarlardan bal yapabilmek için en az %51 vaktini kovanında, kendi iç dünyasında geçirmelidir.
"İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır.”
Sözleriyle Yunus Emre bu sırra işaret etmektedir.
Günümüzde bazı insanlar ağzı ishal olmuşçasına konuşuyor.
Dağarcıkta bir şey olmayınca kişiliğinden, şerefinden, namusundan, haysiyetinden, vakarından, saygınlığından kısaca; insanı insan yapan değerlerden harcayarak konuşuyor.
Çok konuşan okuyamaz!
Okuyan çok konuşamaz!
Çok konuşan yazamaz!
Yazan çok konuşamaz!
Çok konuşan düşünemez!
Düşünen çok konuşamaz!
"Ya hayır konuş ya sus!” en çok hatırlamamız geren İslam'ın emri.
Yüce Allah insanın hangi sınırlarda okuyup, yazıp konuşabileceğini şöyle anlatıyor.
"Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan (o peşine düştüğün şeyden) sorumlu tutulacaktır.” İsra, 17/36.
Eğitimde, siyasette, ticarette, sporda, kısaca hayatın her alanında çok konuşanlar değil, çok okuyan, yazan ve yaşayanlar başarılı oluyorlar…
Afrika'daki eşi Taranta-Babu'ya mektup yazan biri çok konuşan, durmadan konuşan Mussolini'yi bakın nasıl anlatmış;
"Mussolini çok konuşuyor Taranta-Babu!
Tek başına yapayalnız
karanlıklara
bırakılmış bir çocuk gibi
bağıra bağıra
kendi sesiyle uyanarak,
korkuyla tutuşup
korkuyla yanarak
durup dinlenmeden konuşuyor.
Mussolini çok konuşuyor Taranta-Babu!
çok korktuğu için
çok konuşuyor!”
O halde iki okumadan, bir yazmadan üç düşünmeden konuşmayacağız.
Konuşursak! Değerlerimizi harcar, kendimizi harcar, mahvoluruz.
Hz. Peygamber bu tehlikeye şu sözüyle dikkat çekti:
"Senin en zararlı düşmanların iki dudağın arasındaki dilin ve iki bacağın arasındaki şehvetindir.”
“Verilen emri” Yerine Getirmek
Postmodern Dönemin Müslümanlara Sunduğu Fırsatlar
“Babanın Gölgesi” İyi Bir şey mi?
“Anadolu Mayası” Sütü Yoğurda Dönüştürmüştür.
Yurt Dışı Kurbanın Bedeli Ne Kadar Olmalıdır?
Erteleme Hastalığı (Procrastination)
Oğuz Türkü “İki Ateş” Altında
Türkiye Aile Vakfı-TAV (Acil)
Kısır Döngü
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!