ASRIN LİDERİ

Gündemimiz Koronavirüs. İlk günden bu yana tedbirler alınıyor, sağlık çalışanları canla başla görev yapıyor, emniyet mensupları yaşlıların faturalarını yatırıyor, gönüllü gençler ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşuyor, belediyeler tüm imkânlarını seferber ediyor, STK'lar çalışıyor, iş dünyası yardım için çağrılar yapıyor, esnaf bu dönemde dayanışma içinde tedbirlere riayet ediyor. Yaşlılarımız ve gençlerimiz evlerde bu belanın geçmesini bekliyor, devletimiz önce geliri olmayan ve işsiz kalan ailelere para yardımı yaparken diğer taraftan bu mücadeleyi etkin şekilde sürdürmeye çalışıyor. Asgari ücret alan vatandaş, emekli maaşıyla geçinen amca, yaşlılık maaşı alan teyze bir yandan "evde kal” çağrıları yaparken diğer yandan dua ediyor ki millet selamete erişsin. Tüm bunlar yaşanırken adedini 2500 TL'ye sattığı ve geçim kaynağı "Atatürk” olan bir gazeteci çıkıyor bu süreçte Dünya mazlumlarına yapılan yardımları eleştiren yazıyı "Asrın Lideri” sözleriyle alaylı bir üslupla kaleme alıyor. Öncelikle şunu ifade edeyim. Devletimizin bu kadar yardım yaptığını inanın bende bilmiyordum. Birçoğunu bu yazıdan sonra öğrendim. Onun için bu bilgilerden dolayı teşekkür ediyorum kendisine. Lakin bu kadar yardımı kim, neden ve nasıl yapmış?
Cumhuriyetle birlikte Ortadoğu, Afrika ve Balkanlara adım atmamış, ticaret yapmamış, birçoğunda bırakın Büyükelçiyi memuru bile olmayan bir Türkiye niye bu kadar yardım yapmış?

Bu bölgede tarihten gelen kardeşlik bağlarımız var. Ümmet birliği, tarih birliği, kültür birliği yaşadığımız bu topraklara yeniden döndük.
Bu topraklara yüzyıllarca hamilik yapan, son halifeliği kendinde olan ve hala tüm coğrafyada bu şekilde algısı olan yerlere yeniden döndük.
Dünya'da sadece Türklerin yardım edebileceğini düşünen, umutla bekleyen mazlumlara umut olarak geri döndük.
(Yukarıda yazılanlar Atatürk ticaretçisi olan yüzyılın pazarlama dehası gazetecinin anlayacağı, algılayacağı yada hissedeceği hususlar olmadığı için diğer maddelere göz atmasını tavsiye ederim)
Sahraaltı Afrika ülkeleri ile 2000 yılında 742 milyon dolar olan ticaret hacmimiz 2002 yılında 850 milyon dolara, 2005 yılında 3 milyar dolara, 2008 yılında 5.7 milyar dolara, 2010 yılında 15.7 milyar dolara 2019 yılında ise 29 milyar dolara yükselmiştir.
Bu rakamlara Kuzey Afrika ülkeleri dâhil değil. 2019 yılında Kuzey Afrika ülkelerine 11 miyar dolar ihracat gerçekleştirilmiştir.
2004 yılında Afrika kıtasında yalnızca 12 Büyükelçiliğimiz bulunurken, bu sayı bugün 42'ye yükseldi.
THY Afrika'da 58 destinasyona uçuyor.
Türkiye'de bu yıl Nisan ayında Devlet Başkanlarının katılacağı Türkiye-Afrika Zirvesi yapılacaktı.
Afrikalılar Türkiye'yi küresel emperyalizmin aktörlerinden biri olmadığı için kendilerine yakın görmektedirler. Bundan dolayı da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği için rekor sayıyla Türkiye'yi desteklemişlerdir. Türkiye'nin Afrika'da sömürgecilik yapmadığını bildikleri için bu desteği veriyorlar.
Sömürgecilik, sömürgeciliğin keşif kolu olan misyonerlik, kölelik, sömürge altındaki ve ihanet içerisindeki zihniyetler Afrikalıları yormuştur. Afrikalılar insanlara ve devletlere olan güvenlerini kaybetmişlerdir. Afrikalılar dürüst ortaklara ihtiyaç duymaktadırlar. Tutunacak dürüst bir el arayan Afrikalılara Türkiye dostluk elini uzatıyor.
Yıllarca unuttuğumuz, adım atmadığımız topraklara "hadi biz geldik ticaret yapalım” diyerek geldiğimizi düşünüyorsan yanılıyorsun. Senin ağaların bu ülke de Atatürk heykelleri için para toplarken hem de millet parasızlıktan don alamayıp yamalı giydiği dönemlerde bugün biz o mazlumlara elimizi uzatabiliyorsak bu eleştirilmez ancak gurur duyulur. "Efendim dışarıya yardım eden Türkiye, kendi halkı olunca yardım istiyor” dediğini duyar gibiyim. Devlet dediğin milletin ta kendisidir. Bugün Fransa, İspanya ve 293 Milyar dolar cari fazlası olan Almanya bağış kampanyası başlattı haberiniz var mı acaba? Bu yazdıklarım sadece Afrika boyutu. Dediğin gibi internete girersen yardım yaptığımız ülkelerle ticaret hacmimiz ne olmuş ona da siz bakın.
”Herkesin alım gücüne göre ürettik” dediğin ve fiyatı 2500 TL olan (bir ailenin 1 aylık geçimini sağladığı para) kitabından birinin parasıyla bile destek sağlamadığın gibi bugün yapılan yardımları eleştirmen samimi gelmiyor bize. "Biz bize yeteriz" dedikçe kendini "biz" görmeyenler, kendini ülke sınırlarına hapsetmiş ufku olmayanlar, ümmet, kardeş, mazlum kavramlarından bihaber olan tuzu kuruların kalem ahlakı beklemeyi zaten beklemiyorduk. Evet biz bize yeteriz. Biz ümmete, biz mazluma yeteriz. Eyvallah...


Yazarın Diğer Yazıları