Büyük Hastalık!

Hayatımız okul, sınav, iş, siyaset, haber ve sporla geçiyor. Spor derken yapmıyoruz sadece yapanları konuşuyoruz. Siyaseti hepimiz iyi biliyor, her konuda mutlaka derinlemesine analiz ediyoruz. Hepimiz iyi bir hoca, iyi bir fetva makamıyız. Dini konularda fetva veriyor, İslam alimlerini, mezhepleri, İslam ülkelerini eleştirebiliyoruz. Tuttuğumuz takımların teknik analizini yapıyor, kadro oluşturuyor ve oyuncu değişikliklerini eleştiriyoruz. Her yenilgiden sonra, her seçimden sonra, her olaydan sonra mutlaka "ben söylemiştim " sözünü yapıştırıyoruz. Siyasetteki bozukluğu, hükümetin yanlışlarını, milletvekillerini, belediye başkanlarını, hiç bulamadık muhtarları eleştiriyor ve "ben olsaydım” cümleleriyle uç fikirleri sıralıyoruz. "Ben olsam” diye başlayan cümlelerde asma, kesme, vurma, kırmadan başka aklı başında öneri sunan var mı? Zenginleri çalmakla, fakirleri çalışmamakla, memuru yatmakla, işçiyi beceriksizlikle, kadını kıyafetiyle, erkeği şekliyle, öğrenciyi tembellikle, öğretmeni ilgisizlikle suçlayıveriyoruz. Eski günleri yad ederken ziyaretin, akrabalara gidip gelmenin, aile bağlarının güçlü olmasının önemini belirtirken "işten güçten bir yere çıkamıyoruz” mazeretiyle kendimize kılıf buluyoruz. Allah aşkına biz ne yapıyoruz? Hep eleştiri, şikayet, tepki, kınama, küfretme, laf sokmadan başka biz ne yapıyoruz? Önerdiğimiz gerçekten kayda değer oluyor mu? Çok konuşuyor, çok eleştiriyor, hiç beğenmiyor ama karşılığında hiç bir teklif sunmuyorsak biz boş biriyiz emin olun. Son yıllarda beğenmeme hastalığı başladı bizde. Bu hastalık büyüyerek devam ediyor. Allah sonumuzu hayr eylesin. "Şimdiki çocuklar hiç bir şeyi beğenmiyor” derken acaba biz ebeveynler neyi beğeniyoruz? Dönüp biraz kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Bir konuyu konuşurken kişileri hedef alarak kul hakkına girdiğimizi bilmiyor, yapılan hizmetleri eleştirirken nasıl emeklerle yapıldığını görmeden konuşuyoruz. Hayatında hiç bir organizasyon yapmamış birinin sürekli organizasyonlara katılıp ve sürekli eleştirmelerine deli oluyorum. Yahu hayatında bir gün olsun taşın altına elini koydun mu? Evinin önündeki karları şikayet ederken eline küreği alıp kürüsün mü? Çocuğun yaptığı harekete karşı öğretmeni suçlarken kendine pay çıkardın mı? İmamın bir günlük iznini her gün diline dolarken her gün 5 vakit aynı camide kılabildin mi? Kahvede siyaseti eleştirirken bu ülkenin hangi emeklerle bugüne geldiğini görebildin mi? Eleştirelim lakin mantığı varsa, karşısına bir öneri koyabiliyorsak başım gözüm üstüne. Dostlar bu ülke, bu şehir, ilçe, mahalle, ev, birey, iş her ne varsa gelişecek yada büyüyecekse boş konuşmayla olmuyor. Yapacak işimiz, verecek katkımız varsa yapalım, söyleyelim. Yoksa susalım ki yapan yiğitlerinde şevkini kırmayalım. Bu hastalık dediğim gibi gün geçtikçe artıyor. Biz kendimizden başlayalım olmaz mı? Eyvallah


Yazarın Diğer Yazıları