FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİM?

Türkiye'de neredeyse yarım asırdır faaliyet gösteren bir örgütün bugün siyasi ayağı tartışılıyor. Başta devlet kurumları olmak üzere iş dünyasına, STK'larına, medyasına, ticari faaliyetlerine, eğitim kurumlarına operasyon yapıldı ve bu yapının içinde olan, destek veren, gönül veren, sempati duyan kim varsa bir şekilde içeri alındı, açığa alındı, soruşturma geçirdi vs. Bu yapının her alandaki faaliyetlerine el atılırken bunun mutlaka siyasi bir ayağı olmalıydı ki devlet kurumlarına sızılsın, devletin imkanlarından olabildiğince faydalanılsın. Siyasi hayatımıza damga vurmuş isimlere baktığımızda bu yapının faaliyetlerine destek veren siyasileri görüyoruz. Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit gibi siyasi hayatımıza damga vuran isimlerin dışında vekiller, bakanlar vs. Ancak bunu söylerken yargılamak yada suçlamak değil niyetim. Çünkü görünen faaliyet dindar bir kesimin eğitim faaliyetleri. Namaz kılan, ilimle kendini geliştiren, Türkçe dilini Dünya'ya öğreten yapının görünen yüzünü gördük. Kimse de bu yüzden siyasilere çamur atamaz. Çünkü vatandaşta aynı duygu ve düşüncede olduğundan yardımlar yapıyor, çocuklarını gönderiyor ve her alanda destek oluyordu. Ne zaman ki kendi yandaşlarının emniyette, yargıda ve bürokraside eli güçlendi işte o zaman yıllarca yaptığı planı harekete geçiren bu yapının nasıl bir yapı olduğunu bizlerde o zaman anladık. Devlet bir taraftan devlet içinde ki örgüt üyelerini temizlerken, diğer yandan para kaynaklarını kapatıyor, varlıklarına devletin malı olarak el koyuyordu. İşte örgütün siyasi ayağı varsa bu süreçten sonra daha dikkatli bakılmalı. İlk defa bu örgütle etkin mücadele dönemine girilmişken ve bu örgüt devlete meydan okumuşken kimler bu örgütün medyasına, bankasına sahip çıkmıştır? Bu örgüt devletin mahrem konularını deşifre ederken hangi siyasiler bu olayı siyasi malzeme yapmış, yasal olmayan dinlemeleri kimler meclise taşımış? Kimler bu kirli yapının taşeronluğunu yapmış? Kimler seçimlerde bu yapının söylemleriyle meydana çıkmış? Kimler 15 Temmuz'da neredeymiş? Kimler kendi partisine operasyon çekerken, onların sağladığı belgeleri mecliste sallamış? Kimler o operasyonlar sonucu koltuk sahibi olmuş? Gerçekten merak ediliyorsa bu örgütün siyasi yapılanmasına öncelikle bu sorulara cevap aranmalı. Hiç kimse 17-25 Aralık tarihleri öncesi işlere girmesin. Eğer girilecekse bu ülkenin hapishaneleri yetmez.

Yıllardır CHP'nin İş Bankası hisseleri gündeme gelir ve bir şekilde bu husus gündemden düşer gider. Atatürk'ün vasiyeti gereği İş Bankası'nın %28'i CHP'dedir ve kar payı almaktadır. Bu kar payını CHP kendisine değil Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumuna bağışlıyor. O dönemde yeni dile geçmiş bir Türkiye'de Türk Dil Kurumu ve tarihini yeniden araştırıp yazacak bir kurul olan Türk Tarih Kurumu önemli kurumlardı. O günün şartlarında bu bankanın hisselerinin CHP'ye verilmesi doğrudur ya da yanlış mı tartışması çok yersiz. Ancak çok partili siyasi hayatımızda bir partinin hem de devlet tarafından tahsis edilmiş bir banka hissesinin olması doğru değildir. Atatürk'ün vasiyeti olarak bu zamana kadar bunu kullanan CHP artık bu hisseleri devretmeli yani gönüllüce. Bankanın yönetimine verdiği 4 kişiyi dönem dönem kimine sus payı yada makam verip siyasi hamle olarak kullanıldığını geçmişte gördük. Bankanın yönetiminin pazarlık konusu olması zaten doğru değil. CHP hiç kaygı duymamalı. Sonuçta bu hisseler Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kasasına girecek. Eyvallah...


Yazarın Diğer Yazıları