KANADI KIRILSIN ARTIK

Bir parti düşünün ki dilinden insan haklarını, barışı, özgürlüğü, eşitliği, kadın haklarını, çevre haklarını, adaleti düşürmesin. Bir parti düşünün ki bunca söyleme rağmen genel başkanı, milletvekilleri, belediye başkanları hapiste olsun. Dışardan bir gözle bakılınca özgürlüğün kısıtlandığı, kendinden olmayanların hapse atıldığı, susturulduğu, baskı kurulduğunu söyleyebilirsiniz. Öyle ya bu parti barıştan başka ne istedi? Sıralayalım o zaman. Onlarca insanın katili Apo'nun heykelini dikecekler, sırtlarını teröre dayayacaklar, devleti tükürüğüyle boğacaklar, belediye kaynaklarını teröre aktaracaklar, küçücük çocukları dağa kaçırıp ellerine silahlar verecekler, provokatörlük yapıp isyan başlatacaklar, devletin polisine askerine küfredecekler, milli hiçbir meselede ülkenin yanında olmayacaklar, hendekler kurup özerklik hatta bağımsızlık ilan edecekler, meclis kürsüsünden Kürdistan'dan bahsedecekler vs. Tüm bunları yapıp barıştan bahsedip adalet dileyecekler. Dünya'nın hangi yerinde böyle bir adalet sistemi olsun ki ülkeyi bu hale getirenlere sonsuz merhamet gösterilsin. Şimdi filmi geri saralım. Türkiye uzun yıllardır terörle mücadele ediyor. Basılan karakollar, silahsız ve güvenliksiz şehit edilen erler, uçağın daha yerden kalmadan haberini alıp güvenli yerlere sığınan örgüt elebaşları, bölgede elini kolunu sallayarak silahla gövde gösterisi, kimlik kontrolleri yapmalar, zorla esnafa kepenk kapattırmalar, yolculara Pkk propagandası yaptırmalar, okulları ateşe vermeler ve daha neler neler. Bu güne kolay gelinmedi. İçimizde ki safrayı kolay çıkarmadık. Bedeller ödendi ve bugün inlerinden kafasını çıkaramayacak duruma geldiler. Artık Kürt anneleri müsaade etmiyor ve evlatlarına sahip çıkıyor. Kürtler bu alçaklardan çektiğinin hesabını soruyor. Terörle mücadelenin siyasi tarafına gelecek olursak. Yine Dünya'nın hiçbir ülkesinde teröre destek veren bir siyasi partiyi meclislerinde barındırmazlar. Hiçbir devlet buna hoşgörü ile bakmaz. Buna dair en ileri demokrasi örneği olarak gösterilen ülkelerde kapatılan ve siyasi yasak getirilen isimleri görebilirsiniz. Demokrasi dediğiniz şey birilerinin bahsettiği gibi her şeyi yapalım ama bize dokunulmasın değildir. Şimdilerde bu terör örgütünün siyasi ayağına bakarsak tam bir vebalı gibiler. Kimse tam olarak "biz birlikte hareket ediyoruz” diyemiyor. İttifakta yer aldıklarını söyleyemiyor. Aynı karede bulunmayı bırakın aynı sözde bile birlikte anılmayı istemiyor. Çünkü biliyorlar ki bu millet bu hatayı affetmez. Sandığa gömer, siyasi hayatını bitirir. Peki CHP'nin HDP sevdası nedir? CHP'den koparak yeni parti kurma sürecinde olan Muharrem İnce net şekilde ifade etti. Partinin Pkk ve HDP sevgisine olan yakınlığına tepkisini koydu ve CHP'nin kimliğinden çıktığını söyledi. Atatürkçü ve milliyetçi bir çizgide yeni bir sol parti oluşturacağını deklare etti. Tüm bunları neden yazıyorum derseniz manzarayı daha geniş bir çerçeveden görmek gerekir. Terörle mücadele sadece dağda ki silahlı gruplarla değil, şehirde bunlara destek veren siyasi kanadının da kırılması gerek. Siyasi tarihimizde parti kapatmaları pek işe yaramadığını gördük. Ancak suç işleyenlerin cezasız kalmaması gerekir. Terörle mücadelede en etkili olduğumuz bu dönemde artık bunun siyasi ayağı da kırılmalıdır. Kafası kopsa da eli ayağı durmuyor bakın hala ülke dışında Türkiye aleyhine propaganda yapmaya devam ediyor. Bu arada Muharrem İnce'nin yeni partisi şayet iyi bir strateji izlerse CHP'yi meclis dışı bırakır ve yeni solun kaptanı olur. HDP kapansa bile siyasi hayatı boyunca hiçbir varlık gösteremeyen Kılıçdaroğlu eminim yapacağı siyasetle HDP'nin siyasi boşluğunu boş bırakmayacaktır. Adalet, barış, insan hakları gibi sözlerle daha şimdiden sırtını yaslanmaya başladı. Hayırlı olsun ne diyelim. Olan Atatürk'ün parti ismine oldu ona üzülürüm. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları