MERAL HANIM YAKIŞMADI

Tüm İslam Alemi'nin hatta tüm Dünya'nın gözü Filistin ve Gazze'de yaşanan katliama çevrilmişken bir açıklama bizi yerel gündeme çevirdi. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Sayın Erdoğan'ın İsrail versiyonu olan Binyamin Netanyahu, siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için gözünü kırpmadan, sivillerin ve çocukların hayatlarına kast etmekten geri durmadı.” Sözüyle neyi anlatmak istediğini de açıkçası kimse anlamış değil. Ortadoğu'nun terör devletinin başında ki isimle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını aynı göstermek ya cahilliktir yada çirkin bir siyasi söylemdir. Mecliste bulunan tüm partilerin ortak kararıyla kınanan bir metin varken şimdi neyin nesi? Bu şekilde ki söylemler toplumu da geriyor. Rize'de olduğu gibi Erdoğan sevdalıları gittiği her yerde Meral hanıma tepki gösterecek. Meral Hanım Mecliste yokken Meclisin siyasi dilinin ağırlığını konuşuluyordu. Meral hanımın partisi Meclise girince biraz tansiyon düşer, siyasi üslup yumuşar diye düşünürken Meral Hanım bizleri yanılttı. Her grup toplantısında birleştirici değil ayrışmacı bir üslup kullanması hem siyasi kimliğine hem kadın kimliğine yakışmadı. Eminim ki İyi Parti'de vicdanı olan yöneticiler ve hatta seçmenler bu söylemi kabul etmeyecekler. Neredeyse 20 yıldır bu ülkeyi yöneten ve bu süreçte onlarca badire atlatan Erdoğan'ı Netanyahu'ya benzetmek sadece siyasi rakibi olarak Erdoğan'a değil, aynı zamanda onu 20 yıldır iktidarda tutan seçmenine, sevenlerine de hakarettir. Eğer bu üslup devam ederse birileri çıkar sizi de birilerine benzetir bu işin sonu gelmez. Bakın Kılıçdaroğlu ve avenesi "Diktatör” söylemini uzun yıllardır dillerinden düşürmüyor. Sonuç; seçimi kazanan Erdoğan iktidarda, seçimleri Dünya rekoru kırarak defalarca kaybeden Kılıçdaroğlu hala muhalefet koltuğu da. Demek ki bu söylemler bir işe yaramadığı gibi sadece toplumda gerginlik oluşturuyor. Siyasi politikalar, alınan kararlar, siyasi rakip olarak yönetim şekli eleştirilir. Ancak bu kadar basitçe, düşüncesizce Cumhurbaşkanını bir katliamcıya, bir katile benzetmek hangi mantığa sığar anlamış değilim. Türk siyasetinin en büyük sorunu bu aslında. Kendi stratejisini, kendi politikalarını üretmek yerine sadece ve sadece iktidarın yaptıklarına göre söylem geliştirmek sanırım sadece bizim ülkemize mahsus bir durum. Onun içindir ki politika üretememek, muhalefeti daha da hırçınlaştırıp bu söylemlere sarılıyorlar. Halbuki bu tür söylemlerin kazandırmadığı hatta kaybettirdiği bilinen bir gerçek. CHP'nin iktidar olmaktan ziyade Erdoğan'a sürekli hakaretler yaparak en azından Erdoğan düşmanlığıyla oluşturduğu seçmen kitlesini elinde tutmaya tabi bu vesileyle koltuğu da kaptırmama adına yaptığını biliyoruz. Ancak milliyetçi söylemlerle yola çıkmış bir partinin genel başkanı bu ülkenin Cumhurbaşkanına bu tür hakaret etmesi ne anlama geliyor? CHP yolundan gitmek istiyorsa emin olun bu yolun sonu hüsrandır. Bugün biz Filistin'i, Gazze'yi konuşmak, Dünya'yı bu zulmün durması için harekete geçirmek gerekirken şimdi bu saçma sapan söylemi konuşmak zorunda kalıyoruz. Enerjimizi bu tür gereksiz tartışmalara harcıyoruz. Umuyorum bu söylemden dolayı ülkenin Cumhurbaşkanından özür diler de daha fazla yara açılmaz vicdanlarda. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları