SELAMET YAKINDIR

2020 ülkemiz için zor geçiyor. Verdiğimiz şehitler, deprem felaketi, çığ felaketi, ekonomik buhran, virüs belası derken psikolojimiz bozulmuştu. Böyle bir dönemde ümmetin hasreti Ayasofya'nın 86 yıllık esaretinin sona ermesiyle morallerimiz yerine geldi. Dua ediyoruz Ayasofya'nın açılması bize rahmet kapılarını aralasın. Üstümüzde ki kara bulutlar dağılsın. Virüs tehlikesi devam ederken önümüzde bizi bekleyen zorlu süreçler var. Bir taraftan daralan ekonomi, diğer taraftan dış politika ile ilgili konular. Her biri ciddi manada üstesinden gelmemiz gereken sorunlar. Akdeniz'de ki sondajlarda umudumuz var. Bir doğalgazın bulunması demek bu ülkenin şahlanışı demek. Doğalgazın bulunması demek, artık kimsenin kolay kolay bize ekonomik operasyon çekememesi demek. Biz askeri ve siyasi anlamda gerçekten çok güçlü bir ülke olduk. Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması öyle kolay olmadı. Gücünüz olmazsa dışardan size bunun bedelini ödetirler. Onun için baktığımızda sesleri cılız çıktı. Kimse Türkiye'yi karşısına almak istemiyor. Her ülkenin bu bölgede çıkarları var. Bu çıkarlar Türkiye'nin izni olmadan artık gerçekleşemez. Fransa Libya'da oyun kurucunun kim olduğunu görerek Hafter'e olan desteğini geri çekerek meşru hükümetle görüşmeye başlamışsa, ABD, Ortadoğu'da Türkiye faktörünü görebilmişse, Rusya, Avrupa'nın kapılarının Türkiye isterse açılabileceğini anlamışsa bilin ki biz güçlü bir ülke olduk. Bu güne kadar ülkemizin tarifi arasında stratejik bir coğrafya üzerinde olduğu bahsedilirken bu stratejik üstünlüğü kullanamamanın kayıplarını yaşıyorduk. Madem stratejik bir ülkeyiz o halde bu avantajını kullanalım politikasına giren bir ülke olarak bölgenin her bir tarafında biz olmadan adım atılamayacağını da göstermiş olduk. Tek sorunumuz içerde aslında. Ülkesinin tüm stratejik hamlelerine karşı çıkan, dışarda kendi ülkesinin güvensiz bir ülke olduğunu göstermeye çalışan, milletin oylarına gelmiş Cumhurbaşkanını diktatör göstermeye çalışan bir anlayış var. Bu anlayış eski günlerin özleminde. İçine kapanan, pısırık, dış politikada birilerine yaslanmayı siyaset zanneden, talimatla iş yapan bir ülke olma peşinde olanlar var. Ülke gündemi türban olan bu ülkenin nerelerden nereye geldiğini göremeyen yada görmek istemeyen bir anlayış olmasına rağmen yine de iyi yol aldık. Bizim yumuşak karnımız ekonomi. Ekonomiyi ayakta tutacak politikalar geliştirirken şayet doğalgaz gibi ülkenin en büyük çıktısının bulunması halinde zayıf noktamız da kapanmış olacak. Askeri vesayet, yargı vesayeti gibi bu ülkeye sürekli fren yaptıranlar şimdi ekonomiyi kullanmaya çalışıyorlar. Sabrederek, bu ülkenin liderinin arkasında dik durarak her alanda başarılı oluruz. Tayyip Erdoğan "gücümü milletten alıyorum” derken boş bir siyasi söylemde bulunmuyor. Arkasında güçlü bir millet varsa ne lider, ne de ülke geri kalır. Enerji bunun için çok önemli. Bunun içindir Batı'nın sürekli Akdeniz'de ki sondajlara karşı itirazları. Onlarda biliyor enerjiyi bulan bir Türkiye'nin durdurulamayacağını. Allah yolunda adım atanları Allah yalnız bırakmaz. Biz buna iman etmişiz. Ümmetin umudu, mazlumların hamisi, adaletin kılıcı olacak bu ülke Allah'ın yardımıyla selamete kavuşacak. Eyvallah…

 


Yazarın Diğer Yazıları