VİRÜS KÜÇÜK, İMTİHAN BÜYÜK

Yeni yıla sıkıntılarla başlamıştık. Deprem, çiğ, İdlip harekatı ve ardından gelen şehit haberleri. Yaralar sarıldı, anlaşma yapıldı, tam her şey yoluna girip neredeyse 2 yıldır daralan ekonominin tekrar ivme kazanacağını ümit etmiştik ki Dünya'yı saran bir Virüsle yeniden başa döndük. Bu bir imtihan, bu bir uyarı, bu bir ders, bu bir intikamdı belki de. Zulmün en koyu yaşandığı bir dönemde çocukların katledildiği, çocukları sefalet ve açlıkla boğuşan Afrika'nın sömürüldüğü, menfaat uğruna milyonlarca Suriyelinin katledildiği ve tüm bu olanlara karşı gözünü kapatan insanoğluna karşı küçücük bir virüs yetti. "Bu zulmü biz yapmadık bize niye geldi?” diyenlerin çabası olsaydı gelir miydi? Birileri bunun bilimsel açıklamasını yapar, analiz eder ve saatlerce yorumlayabilir. Virüs nerden çıkmıştır? nasıl yayılmıştır? kimleri götürür? kimleri bırakır? ekonomik dengeler ne olur? ben bilmem. Bildiğim tek şey hayatta hiçbir şey tesadüf değildir. Hayatımda ilk defa yolların sakinliğine şahit oluyorum. İlk defa el sıkışmıyor, sevdiklerime candan sarılışlarımızı yapamıyorum. İlk defa AVM'lerin boşaldığını, ilk defa insanların bu kadar tedirgin olduklarını görüyorum. Belki de içlerinde en hüzünlendiğim Cuma Namazında camilerin kapalı olmasıydı. Tüm Müslümanların omuz omuza saf tuttuğu, musafaha ettiği, birbirlerini tebrik ettiği bayram günü en hüzünlü gündü benim için. Bilmiyoruz bu süreç ne kadar daha devam edecek. İşin ekonomi boyutu bir kenara bu yaşadıklarımızın birde sosyal etkileri olacak muhakkak. Tüm bu yaşadıklarımızın yanında bu salgının birkaç faydası oldu. Sağlık çalışanlarının kıymetini daha iyi anladık. Şiddet göstermiş kişiler belki o anı hatırlar da utanmıştır diye düşünüyorum. Sarılmanın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu öğrendik. Birlikte hareket etmenin, saf tutmanın, sohbet ortamlarının kıymetini daha iyi kavradık bu süreçte. Sağlığın kıymetini bizzat yaşayıp gördük. Evet ekonomik olarak bu salgın bir çok şey götürse de en azından geçtiğinde kıymet vermediğimiz yada hafife aldığımız ne varsa sımsıkı sarılmamız gerektiğini öğretecek bize. Bu süreç temizliğin önemini hatırlattı bize. Evet Müslüman bir ülkede eller günde en az 5 defa yıkanır ancak 5 vakit gitmeyenlerimiz çok olduğu için biraz daha önem kazandı sanırım. Elimizden suyu sabunu, kolonyayı eksik etmiyoruz bu aralar. Sadece ellerimiz değil, düşünüp gönüllerimize temizleyelim. Görmezden geldiğimiz insanları, selamsız sabahsız hallerimizi, aciz olduğumuzu unutmayıp büyüklenmemeyi, fakir fukarayı gözetmeyi, camilerimizin, cemaatlerimizin kıymetini bilelim. Özgürlüğün kıymetini bilelim, başımızda devletimin var olduğuna şükredelim. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları