YAKIN ZAMANDA TÜRKİYE

Koronalı günleri mutlaka geride bırakacağız. Bunun hem ekonomik hem sosyal sıkıntısı olacaktır elbet. Bu virüsün Çin'den yayılması Dünya'nın Çin'e karşı yeni bir ekonomik savaş başlatacağının ayak sesleri diyenlerin sayısı az değil. Bu sürecin bitmesinden sonra bizim Suriye meselesi, göçmenlerin durumu, Doğu Akdeniz krizi, Libya meselesi gibi bir çok alanda mücadelemiz devam edecek. Şuan tüm dünya'da ekonomik bir gerileme söz konusu. Bu süreci en az kayıpla atlatır, yeni bir ekonomik model ve strateji geliştirebilirsek inanıyorum ki Türkiye üretimde ciddi manada atılım yapacaktır.  Bu süreçte biz bir kez daha gördük ki zor zamanlarda başaramayacağımız, üretemeyeceğimiz hiç bir şey yok. Bugün Türkiye onlarca ülkeye yardım yapabiliyor ve onlarca ülkeden de yardım talebi alır duruma gelebiliyorsa başardık demektir. Bizim tek sorunumuz büyüklüğümüzün farkında olmamamız. Öz güveni hala kazanabilmiş değiliz. Aslına sadece bunu dışardan değil içerden bile görmemizi engelliyor. Mesela biz şehir hastaneleri diyoruz 
birisi çadırlardan bahsediyor, biz kendi kendimize yeteriz diyoruz birisi İMF kapısında bekleyelim diyor, biz Libya ve Suriye'de ki haklarımız için mücadele edelim diyoruz birisi ne işimiz var oralarda diyor. Artık bu ülke  yapacakları için icazet almayan,  üretim için geri durmayan, hakları için kimseye boyun eğmeyen tam bağımsız bir ülke olduk. Hayatları boyunca icazet ve yardımla iktidarda kalanların bunu anlamalarını beklemiyoruz artık. Lakin bu ülkenin büyüklüğünün farkında olanların hala tereddüt etmelerini anlayamıyorum. Dünya bir krizde. Yaşlı nüfusları ve mülteci sıkıntısıyla boğuşan Avrupa'nın çöküşünü izliyoruz farkında değiliz. Dünya'nın süper gücü ABD'de her gün binlerce insan virüsten ölürken o süper güç sadece bakıp elinden bir şey gelmiyor. Türkiye'nin yardımına ihtiyacı olan bir Amerika düşünün. Kıymetli dostlar bu krizin ardından her alanla güçlenip çıkacağımız zaman yaklaşıyor. Çin'e alternatif üretim alt yapısı olan aynı zamanda ekonomik bir üretim merkezi Türkiye olacak. Çok yakında bunu 
hepimiz görüp yaşayacağız emin olun. 
Hayatımızda ilk kez bir Ramazan ayına bu kadar hüzünlü giriyoruz. Camisiz, cemaatsiz, mukabelesiz, iftar sofralarının kurulmadığı, teravih sonrası sohbet ortamlarının olmadığı bir Ramazan ayını karşılayacağız. Gerçekten büyük bir imtihandan geçiyoruz. Öyleyse heyecanımızı evlere taşıyalım olmaz mı? Mukabelelerimizi, teravihlerimizi, cemaatlerimizi eve taşıyıp Ramazan coşkusunu ailemizle yaşayalım. Çocuklarımıza eski Ramazan zamanlarını, ezanı duymak için evlerin dışında beklediğimiz zamanları anlatalım. Ramazan bizim için bir rahmet ayı ise rahmetini umarak ve tam bir teslimiyetle yaşayalım. Ekranlarımızda her türlü pisliğin gösterildiği kanalları kapatıp bize doğruyu gösterecek kanallar olsun ekranımızda. Mesela Türkçe meali hatmedelim bu Ramazan. İlmihaller okuyup Yaradan'ın bize sözlerini anlayıp yaşayalım evlerimizde. Belki hayatımızın en muhteşem Ramazan ayını yaşayacağız kim bilir? Eyvallah... 

Yazarın Diğer Yazıları