YANLIŞ YAPIYORSUNUZ

Belki bu köşede birkaç kez ele aldığım, Özellikle muhafazakar kesimin en çok eleştirdiği konulardan biri olan İstanbul Sözleşmesi bir anlamda mahalle kavgasına döndü. Kadın haklarını kanunlarla, yasalarla, sözleşmeyle savunanlar bir tarafta, kadın haklarını eğitim ve değerlerle savunanlar bir tarafta. AK Parti'nin her yaptığına yanlış diyenlerle her yaptığı doğrudur diyenler arasında pek fark göremiyorum. Yanlışa yanlış demek muhaliflik değil erdemliliktir. Ömrüm boyunca bu mahallede yetişmiş, bu mahallenin haklarını savunmuş, yeri gelmiş bedel de ödemiş biri olarak net söylüyorum. YANLIŞ YAPIYORSUNUZ… AK Parti Genel Başkan Vekili sayın Numan Kurtulmuş'un sözleşmenin iptali hususunda söylediklerinden sonra bu yanlıştan dönüleceğini ummuştum ancak maalesef AK Parti içindeki Akepeliler! bütün güçleriyle direniyor. Bakın bu ifadeyi önemsiyorum. AK Partililer değil, Akepeliler. Medeniyetimizin temel taşlarından biri olan Aile kavramının altını oyan bu sözleşmeyi, kendisini bu medeniyetin bir insanı, devamı yada savunucusu olana biri asla savunamaz. Devletin yasalarıyla aile olunmaz. Devletin yasaklarıyla aile ayakta kalmaz. Devlet ailenin arasına girmek yerine, ailelerin arasını yapsın. Onlarca psikolog, sosyolog, aile danışmanı, vaiz bunun için seferber edilmeli. Aileler neden parçalanıyor bunun analizi yapılarak yol haritası çıkarılmalı. Kadın hakkı denilerek erkeğe boyun eğdirilen, evden uzaklaştıran, kadının beyanıyla eve giremeyen erkeğin yapacağı her yanlış bu sözleşmenin eseri olacaktır.. Bu sözleşmeye karşı çıkanları kadına şiddeti savunanlar gibi göstermek tam bir cahillik ve ahlaksızlıktır. 14 yıllık evliliğim boyunca bırakın şiddeti, eşine küçültücü en küçük bir söz kullanmayan bir yazar olarak İstanbul Sözleşmesine karşı çıkarak tavrımı net olarak koyuyorum. Bu sözleşme yıkımın sözleşmesidir. Biz batılı değiliz. Kadını bir meta olarak görenlerle aynı pencereden nasıl bakabiliriz. Daha geçtiğimiz yüzyılda kadının şeytan mı? İnsan mı? Tartışıldığı Avrupa'dan nasıl ders alabiliriz? Onların önümüze sunduğu sözleşmeyi gerçekten okuyarak mı imzaladık bu konuda ciddi şüphelerim var! Muhafazakar bir kesimin istemediği bir sözleşmeyi yine muhafazakar bir parti eliyle getirilmesi ve halen onlarca ailenin parçalanmasına rağmen devam ettirilmesi ağrıma gidiyor açıkçası. Bu sözleşmenin iptalini kimler engelliyor? AK Parti seçmeninin rahatsızlığı ortadayken neden hala bu yanlıştan dönülmüyor? Nafaka yasası neden hala çıkartılmıyor? 3 ay evli kalmış 5 yıldır nafaka ödeyen erkeğin hakkı neden gözetilmiyor? Madem eşitlikten bahsediliyor bu sorunlar neden çözülmüyor? Bu ülkenin geleceği yapılan yollarla, hastanelerle, fiziki altyapılarla kurtulamaz. Aileyi yok ederseniz geleceği de yok edersiniz. Eminim şuan AK Parti kadrolarında yer alan tüm teşkilatlarda anket yapılsa inanın kadın kolları dahil büyük oranda rahatsızlık duyulduğunu göreceksiniz. Bu tespit asla bir öngörü yada tahmin değil. Aynı mahallenin insanları olarak biz birimizin dertlerini de sıkıntılarını da iyi biliriz. Konuştuğum ne kadar teşkilat mensubu varsa hepsi bu sözleşmeden rahatsız. O halde siz teşkilat mensupları değil de kim söyleyecek bu yanlışı?

(Kıssadan Hisse)

Hz. Ömer adaletiyle nam salmış İslam devletinin ikinci halifesi. Şiddetli ve kudretli biri! Hz. Ömer (r.a.) bir gün hutbede cemaate şöyle seslendi:

"Ben haktan ayrılırsam ne yaparsınız ” Cemaat içinden bir sahabe kalkarak cevap verdi:

"Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer!”

Hz. Ömer (r.a.) ellerini açarak;

"Ya Rabbi! Sana şükürler olsun ki ben Senden gaflete düşersem, Senin adaletinden ayrılırsam, beni kılıcıyla doğrultacak cemaate sahibim” diye şükretti.


Yazarın Diğer Yazıları