Yiğitler Çıktı Meydana

Bin yıllık devletiz biz. Yaşadığımız topraklarda nice düşmanlar tanıdık, nice savaşlar yaptık. Zaferlerde yaşadık, hezimetlerde. Sonuçta düşmanı tanıyorduk. Bu sefer farklıydı. Bin yıllık tarihimizde o kadar düşmanı görmemize rağmen içimizdeki düşmanı göremedik. Düşman topuyla, tankıyla, uçağıyla gelmedi bu kez. Öyle ya; üniformasında şanlı bayrağımızı taşıyandan, elindeki silahı, kullandığı tankı, uçtuğu uçağı bu millet almışken nasıl şüphe edebilirdik? Vurdular. Meclisi vurdular, Külliyeyi vurdular, polisimizi vurdular, milletimizi vurdular. Vicdanları vurdular, güveni vurdular, iyi niyeti vurdular, merhameti vurdular, insanlığı vurdular…

İnsan ölecekse bir defa ölmeliydi, helallik istenmeliydi anadan, babadan, yardan. Abdestler alındı, namazlar kılındı. Gençler durur mu yerinde? Ecdadın torunları vatan sevgisinin ne olduğunu gösterdi cümle aleme. Camilerimizden namaz için değil, cihat için okundu ezanlar. Beklide şehitlerin habercisiydi salalar. İşte başladı kutlu direniş. Bacım sen nasıl bir cesaretle yürüdün eli silahlı katillerin üzerine. Vallahi Ömer'in cesaretini hissetim sende. Delikanlım sen elindeki bayrağınla, hayatının baharında şahadete yürürken Mus'ab Bin Umeyr'in aşkını gördüm sende. Ulubatlı Hasanlar vardı. Karanlığın çöktüğü yerlere al sancağı surlara dikercesine. Yaşlısın otur evde diyenlere "Vallahi Allah hesabını sorar” diyen dedelerim, Eyüp El Ensari'nin torunları siz ne güzeldiniz, nasıl nurlar saçtınız öyle. Tank neymiş, uçak neymiş, mermi neymiş ey zalimler, iman dolu göğüsler siper edilmiş. Ömer Halisler, Sabriler, Ahmetler, Fatmalar, Ayşeler… Karanlığın üstüne yürüyen aydınlıktı her biri. Ölenler değildi onlar. Diri olduklarını, bir olduklarını gösterendi onlar. Milyonlar aktıysa meydanlara her biri Fatih, her biri Yavuz, her biri bir Seyit Çavuş olmuştu canlar.

Gecenin karanlığından, gündüzün aydınlığına bizleri ulaştıran Rabbimize hamdolsun. Bu imtihanı geçen bu aziz millete bu zaferi yaşatan Rabbimize hamdolsun. Gencimize cesareti, ihtiyarımıza dermanı, kadınımıza bu yüreği bahşeden rabbimize hamdolsun. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları