DÜNYA İMTİHAN YERİ
                                    Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
                                    SANDWİCH -EKMEK ARASI
                                    Ağaların Arasında Bir Maraba
                                    HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
                                    Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
                                    KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
                                    Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
                                    Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
                                    Ekonomide Yüksek Teknoloji Ürün Üretimine Yönelik Zihinsel Dönüşümü Tamamlamakta Geç mi Kalıyoruz?
                                    BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
                                    Değişen Gerçeklik Algoritması
                                    Münafıklık kötü müdür?
                                    KALKINMA YOLU, PKK’NIN SONU
                                    Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
                                    Bırakmanın İnceliği
                                    Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
                                    Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
                                    TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
                                    Efsanelerin Yemişi
                                    Rakamlarla Otomobil Piyasası
Alçak gönüllülük; tevazu ile anlatılır. Ahlakın bir parçasıdır. Meyveli dalın başı öne eğik olur denir. Tevazu, ağırbaşlılıktır. Kendini, her şeyi bilir pozisyonunda görmek, halk tabiriyle ukalalık yapmak kimsenin tasvip etmediği bir tutumdur.
Alçak gönüllülük; miskinlik değildir. Alçak gönüllü olmak demek; her kötülüğe, her çirkinliğe, her olumsuzluğa; "Evet” demek değildir. Çok yanlış bir anlayışı burada söylemek gerekir; çoğunlukla alçakgönüllü oluşu, "sağ yanağa vurana sol yanağı da dönmek” şeklinde düşünenlerin, bu kavramı anlamadıklarını belirtmem lazım. Ama ne yazık ki böyle bir mantık var toplumda. "Mümin, Müslüman” denilince, sanılıyor ki bu, ne yüklersek götürür.
Sevgili peygamberimiz; "Bir kötülük gördüğünüz zaman önce elinizle değiştirmeye çalışın. Buna gücünüz yetmezse dilinizle değiştirmeye çalışın, buna da gücünüz yetmezse kalben gidermeye çalışın....” buyurur. Bu; doğru, güzel, ahlaki, ilahi emirlere ters olmayan, insanlara yararlı olan... Şeylere onay vermek anlamı taşır.
Alçak gönüllülük; kâmil insan olmanın bir boyutudur. Zaten her güzel hareket, İslam'ın da tasvip ettiği, Kur'anî davranış tarzıdır. "MEVLANA'NIN TEFEKKÜR DÜNYASI” isimli eserimde bu ve buna benzer konuları ele aldım. Alçakgönüllülük hususunda Mevlana şöyle diyor;
"Yusuf'a karşı nazlanma, güzellik iddia etme. Yakupçasına niyaz etmek ve ah eylemekten başka bir şey yapma.”
"Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki, renk renk çiçekler bitiresin.”
"Yıllarca gönüller yırtan, kalplere elem veren taş oldun. Bir tecrübe et, bir zaman da toprak ol.”
"Hangi hoş vardır ki nahoş olmamıştır? Yahut hangi tavan vardır ki yıkılmamış, yere serilmemiştir?”
"Ululuk, zehirli bir şaraptır. O şarapla aptal kişi sarhoş olur.”
"Onun zehirli olduğuna inanmıyorsan, bak da gör; Âd kavmine o zehir neler etti?”
"Kılıç, boynu olanın boynunu keser. Gölge, yerlere döşenmiştir, o hiç yaralanmaz.”
"Ululuk; fazla ateştir a azgın! Kendini ateşe nasıl atıyorsun?”
"Yerle bir olan, bak hele, oklara hedef olur mu hiç?”
"Fakat yerden başkaldırdı mı, o zaman hedefler gibi çaresiz yaralanır.”
HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
SADREDDİN KONEVİ’NİN EVRENSEL MESAJLARI
HECE ŞİİRLERİ VE RUBAİLERİM
DİLÂRÂ OLABİLMEK
REFERANSIMIZ: KUR’AN OLMALI!
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
SÖZÜN BİTTİĞİ YERLER
OLAYLARDAN DERS ÇIKARMAK
GAZZE, DÜNYAYA BARIŞI ÖĞRETECEK!
HEP YALAN SÖYLEDİLER