Bir kulun kalbinde; iman, Allah duygusu ve peygamber sevgisi… varsa, ondan kimseye zarar gelmez. İmanlı olan, karıncayı dahi incitmez. Baktığımız zaman Rabbimizin bizden istediği Tevhit anlayışı, dünyayı huzur yeri kılmak içindir. Bütün peygamnerlerin ilk ve en önemli görevi budur. Yüce kitabımızda sık sık; "dengeyi bozmayın”, "yeryüzünü gezin dolaşın, inkarcıların akıbetini görün”, "fitneye yol aramayın”… gibi uyarmalar yer alır.
"Yeryüzüne inananlar hakim olacaktır”, "hak geldi, batıl zail oldu. Batıl zail olmaya layıktır”, "kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın”…ilahi fermanları boşuna söylenmemiştir. Doğru hareket eden, insanlara zulmetmeyen, ensar ve muhacir şuuru içinde olanlar, aklıselim insanlar tarafından kabul görür ve görüyor.
Bugün dünyada kan gövdeyi götürüyorsa, bugün "Müslümanım” diyenlerde sıkıntı varsa, Allah'ın emirlerine riayet etmemekten kaynaklanmaktadır.
Kur'anı rehber edinmeyenler; sömürü, emperyalizm, mankurtlaştırma ve insanı köleleştirme… gibi teröre yol açan, dünyayı savaşla boğuşturan; "ben yiyeyim sen yeme, ben iyiyim sen fena” hamakati içindedir.
Türk milleti bu imanı sayesinde dünyada, "barış elçisi” olarak bilinir. Emperyalist ülkeler, her yeri kana bularken, Türkiye, bütün zamanını, barışa, ülkeyi ve komşularını terörden temizlemek, huzuru sağlamak, güvenli bir ortam oluşturmanın çabası içindedir. Yıllardır terörden başı ağrımış, binlerce vatandaşını teröre kurban vermiş bir millet olarak Suriye'nin kuzeyinde meydana getirmek istediği Güvenli Bölge konusunda kararlı ve ısrarlı durmaktadır. Türkiye'nin bu uğraşısı, dünyaca bilinmesine rağmen, müttefik olduğumuz ülkeler yan çizmektedir. Artık kendi göbeğimizi kesmek, kendi yol haritamızı belirlemenin zamanı gelmiştir. Bu yüzden "barış pınarı harekatı” başlatılmış, bugüne kadar başarıyla sürmektedir. Rabbim, ordumuzu, devletimizi başarılı kılsın.
Dün olduğu gibi bugün, yarın ve her zaman bu cennet vatanın bekası, sonsuza kadar özgür yaşaması, birlik içinde, terörsüz bir ortamda hayat sürmesi için hepimize görev düşmektedir. Bundan sonra anaların ağlamaması, çocukların boynu bükük kalmaması, eşlerin dul olmaması için gencimiz, yaşlımız, kadın ve erkeğimizle elimizi taşın altına sokmaya mecuuruz.
Barış Pınarı
Hep özünden kaynar, durmadan akar,
Tüm dünyayı sular, Barış Pınarı,
Kul Rabbine varır, şefkatle bakar,
Tüm dünyayı sular, Barış Pınarı,
Türk'ün merhameti, kuşatır canı,
Mehmetçiğin sesi, ünler cihanı,
Mümin olan eli, sarar mekanı,
Tüm dünyayı sular, Barış Pınarı!
Türkler hep yön çizdi, halk verdi diye,
Dostluğa yol çizdi, kul gördü diye,
Mahlukatı sevdi, Hak sevdi diye,
Tüm dünyayı sular, Barış Pınarı!
Kalbinde iman var, elinde Kur'an,
Okunur her gece, bıkmadan her an,
Cihat rehber oldu, bitmez an be an,
Tüm dünyayı sular, Barış Pınarı!
Yad Etmez miyim?
Batıldan Hakka yükselen nefesi,
Karanlıkları yırtan güçlü sesi,
Davası için can veren herkesi,
Ölesiye hiç, yad etmez miyim?
Dostları için ölüme gideni,
Sevgiyi, edebi baş tac edeni,
Ülkesine, candan gönül vereni,
Ölesiye hiç, yad etmez miyim?
İnsanın can olduğunu bileni,
En zor zamanda yanına geleni,
Cömertçe canlara elin vereni,
Ölesiye hiç, yad etmez miyim?
Köylüsü, kentlisi, birlik olanı,
Yedi düvel ile dirlik olanı,
Tümden çıkaran, özünden yalanı,
Ölesiye hiç, yad etmez miyim?
Tarih yazan, gündem yapan insanı,
Şuur veren, hem dem yapan insanı,
Yorulmayan, her dem yapan insanı,
Ölesiye hiç, yad etmez miyim? 
